Yumurtalık kanseri kadınlarda genellikle menopoz döneminin ardından görülüyor.
Rahimde bir badem büyüklüğünde olan iki adet yumurtalık bulunur. Yumurtalıklar östrojen, progesteron ve yumurta üretimi yapar.
Yumurtalıklarda kanser baş gösterdiğinde pelvis bölgesine ve karın içine yayılım gösterene kadar maalesef bir belirti ortaya çıkmayabiliyor. Oysa buna karşın, yumurtalık kanserinde, erken tanının son derece önemli olduğu kanser türlerinden biri olduğunu belirtebiliriz.
Kanserin hangi hücrede başladığına bağlı olarak 3 farklı yumurtalık kanseri türü bulunuyor:
Epitel tümörün yumurtalığın dış bölümünde bulunan ince dokuda başladığını belirtebiliriz. Mevcut yumurtalık kanserlerinin % 90’ı yani neredeyse tümü epitel türdedir. Yumurtalık kanserlerinin % 7’sini oluşturan stromal tümörler ise yumurtalık dokusunda başlayan kanserdir. Bu kanser türünün diğerlerine nazaran biraz daha erken tespit edilebildiğini söyleyebiliriz. Germ türü ise yumurtayı üreten hücrelerde başlıyor ve bu kanser türünün genellikle genç yaşlarda ortaya çıktığını söyleyebiliriz.
Kadınlarda görülen kanser türleri arasında en sinsi olanı yumurtalık kanseri türleridir. Erken dönemde hiçbir belirti göstermediği için ancak jinekolojik muayenelerde görülen her türlü kitlenin incelenmesi ya da patolojik incelemeye gönderilmesi gibi durumlarda tanı konabiliyor. Karın içerisine yayılım gösterdiğinde de uzun bir süre herhangi bir rahatsızlık vermiyor olması da tanı konmasını geciktiren unsurlar arasında yer alıyor.
Aynı zamanda yumurtalık kanseri belirtilerinin de çok fazla olmadığını söyleyebiliriz. Genellikle birkaç şikayet ile kendini belli ediyor. Bunlar:
Yukarıda sıralanan bu belirtiler pek çok farklı hastalıkta da ortaya çıkabiliyor ve çoğu zaman hastalar belirtileri ciddiye almıyor. Hasta tarafından söz konusu şikayetlerin geçici bir sorun gibi değerlendirilmesi, kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulmaması da yumurtalık kanseri tanısının geç konmasının nedenleri arasında bulunuyor.
Günümüzde yumurtalık kanseri sonucunu doğuran öncü lezyonların tespit edilmesini sağlayan bir tarama testi bulunmuyor. Bu nedenle tanının ilk evrede ve ikinci evrede genellikle konamadığını söyleyebiliriz. Kimi zaman kist kaynaklı ağrı şikayeti ile gelen hastalarda rastlantısal bir şekilde ameliyat sonrasında erken dönemde tanı konması mümkün olabiliyor.
Teşhis konması için pelvis muayenesinin yanı sıra bazı tetkiklerin yaptırılmasına ihtiyaç duyulabiliyor. Muayene esnasında genital organın dış bölümü de detaylıca incelenir. Aynı zamanda fiziki muayene ile yumurtalıkların durumu da gözden geçirilir.
Erken tanının hayati öneme sahip olduğu bu kanser türünde belirtiler çok fazla değildir. En sık görülen kanser türlerinden biri olmasına karşın çoğunlukla diğer şikayetlerle beraber rastlantısal olarak tespit edilebiliyor. Kasıkta şişlik ve ağrı, halsizlik ve yemek sonraları hissedilen gaz ve şişkinlik ve nadiren görülen adet düzensizliği belirtiler arasında olabilir. Bu belirtiler bir çok farklı nedenden oluşabildiği için bu durumların sıklıkla tekrarlanması sonrası muayene olmanızı öneririm.
Tanı konabilmesi için görüntüleme testlerinden de yardım alınması gerekebiliyor. Ultrasonografi ya da BT taramaları yumurtalıkların şeklinin, yapısının belirlenmesini sağlayabiliyor. Beraberinde kan testi yaptırılması da yumurtalık kanseri teşhisi için gerekebilir. Karın bölgesinden sıvı alınması ya da doku numunesinin alınması da gerekebiliyor. Tüm sonuçlar bir arada değerlendirilir ve tanı konmasının hemen ardından uygun tedavi protokolüne başlanır.
Hem tanı hem de tedavi amacıyla yumurtalık kanseri durumunda cerrahi müdahale devreye girebiliyor. Cerrahi müdahalenin tedavide son derece önemli olduğunun altını çizmek gerekir. Tanı konduğunda hastalar ameliyata alınır ve ameliyatın ardından uygulanan bu tedaviye hastalığın nasıl yanıt vereceği gözlemlenir.
Kanserli tümör cerrahi operasyon ile çıkarılır. İlerleyen evrelerde tümörün çıkarılması ile birlikte bazı bağırsak parçalarının da vücuttan tahliye edilmesine gereksinim olabiliyor.
Cerrahi müdahale yumurtalık kanseri tedavisinin ilk aşaması olarak düşünülebilir. Erken evrede olmayan hastalarda ameliyatın ardından kemoterapi uygulanması da gerekiyor. Hastanın iyileşmesinin ardından yıllar boyunca düzenli olarak kontrollere gitmesi gerektiğini de belirtelim. Kontrol muayeneleri genellikle 4 ila 5 ayda bir yapılıyor.
Bu süreçlerde muayene ile birlikte hastanın bazı tetkikler yaptırması da gerekiyor. Maalesef bu kanser türü tekrarlayabilen bir rahatsızlıktır. Tekrarlaması durumunda aynı tedavi protokolünün yeniden uygulanması gerekiyor. Tekrarlama riskinin mevcut olması ve olabildiğince erken dönemde tanı konması için hastanın kontrollerini asla aksatmaması gerekiyor.
Her ne kadar tıp teknolojisi ciddi düzeyde bir gelişim göstermiş olsa da halen pek çok rahatsızlığın nedeni tam olarak bilinemiyor. Bunlardan biri de yumurtalık kanseri hastalığıdır. Bu kansere neden olan unsurlar bilinemiyor ancak bazı risk faktörlerinden söz edilebilir. Örneğin genetik faktörlerin bu kanser türünde etkili olduğu düşünülüyor. Bazı hormonal nedenler ile çevresel faktörler arasında da bu kanserle ilgili bir bağ tespit edildi.
Genel olarak riskleri ve bilinen verileri şu şekilde aktarabiliriz:
Yaygın bir şekilde yumurtalık kanseri karın içine doğru metastaz yapar. Zira kanser tanısının geç konabilmesinin nedenlerinden biri de budur. Karın içi organlara çok hızlı bir şekilde yayılım gösterebilen kanser hücreleri hastalığın hızlı bir seyir izlemesine de sebebiyet veriyor. Genel olarak bu kanser türünün 4 evrede değerlendirildiğini belirtebiliriz.
Mevcut yumurtalık kanseri hastalarının % 70’inde tanı ancak hastalığın 3. evresinde konabiliyor. Erken dönemde tanı konduğunda kanserin % 80 ila % 90 oranında iyileştiğini belirtmek gerekir. Geç dönemde tanı konduğunda ise bu oran % 40 ila % 50 düzeyine geriliyor.
CA125 yumurtalık kanseri hücrelerinde bulunan bir proteine verilen addır. CA125 kan tahlili ile kandaki kanser antijeninin 125 miktarını ölçümlemek amacıyla gerçekleştirilen tahlillerden biridir. CA125 yüksekliği durumu bu kansere yakalanan hastaların % 80’inde görülüyor. Ancak iyi huylu tümör bulunan kadınların yaklaşık % 25’inde de CA125 değerinin yüksek çıktığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu testin sonucu tek başına yumurtalık kanseri tanısı konması için yeterli görülmez. Zira değerin düşük çıkması da kişinin kanser olmadığı anlamına gelmez.
CA125 yüksekliği aşağıdaki durumlarda da görülebiliyor:
- After 2 Seances lazer and 1 small operation (Quick) I Got pregnant.
- Gebeliğimizin 21. haftasındayız.
- Doktorumun tecrübesi ile o zorlu haftaları atlattım.
Tüm YorumlarAfter 2 Seances lazer and 1 small operation (Quick) I Got pregnant. Thank dok. HOURİA{...}
10 HaziranSayın doktorum ve ekibi öncelikle ilgi ve alakanıza teşekkür ederim. Barış beyle tanışmamız tavsiye üzerine oldu. Önce deri altı implant taktırmakla başladı hikayemiz. 1. yılın sonunda geb{...}
10 HaziranDoktorum Barış Korkmaz ve güleryüzlü samimi ekibine çok teşekkür ediyorum. Şu an 24.üncü haftamdayım. Gebeliğimin ilk haftaları biraz problemli geçti, doktoruma ne zaman ihtiyacım olsa her{...}
10 Haziran