Smear testi kadınlar için gerçekleştirilen ve rahim ağzı kanseri ya da kanser öncüsü olan prekanser taraması için gerçekleştirilen bir tetkiktir.
İstisnasız her kadının mutlaka düzenli olarak yaptırması gereken bu test sayesinde kansere sebebiyet veren lezyonların tedavi edilebilir bir durumdayken tespit edilmesini sağlıyor.
Ülkemizde ve dünya genelinde rahim ağzı kanseri hızla artıyor. Dolayısıyla smear testi taramasının önemi de gün geçtikçe daha net bir şekilde kendini belli ediyor.
Adet kanaması olduğunda smear testi için numune alınmamalıdır. Test için en ideal zamanın adet kanamasından 10 gün ila 20 gün sonrası olduğunu belirtebiliriz.
Test için öncelikle hasta jinekolojik muayene masasına alınır ve rahim ağzının görülebilmesi için spekulum adı verilen alet yerleştirilir. Hemen ardından rahim ağzından küçük bir sürüntü alınır ve toplanan hücreler patolojik incelemeye gönderilir. Yapılan test sonucunda prekanseröz lezyonların mevcut olup olmadığı saptanır.
Hücre toplanması yani smear testi için örnek alınması esnasında hastanın acı ya da ağrı hissetmesi mümkün olmaz. Hasta açısından hücre toplanması işleminin son derece konforlu bir süreç eşliğinde tamamlandığını ve en fazla birkaç dakika sürdüğünü belirtebiliriz. Rutin kontroller esnasında da doktorunuzdan bu testin yapılmasını isteyebilirsiniz.
Günümüzde kadınlarda görülen kanserler arasında rahim ağzı kanserinin 6. sırada yer aldığının ve ölüm nedenleri arasında da 10. sırada bulunduğunun altını çizmek gerekiyor. Bu nedenle pap smear olarak da adlandırılan smear testi taramasının kadınlar tarafından ihmal edilmemesi ve düzenli periyotlarla yaptırılması çok büyük bir önem taşıyor.
Tüm kanser türlerinde olduğu gibi rahim ağzı kanserinde de erken tanı hayat kurtarabiliyor. Lezyonların tedavi edilebilecek durumdayken tespit edilmesi sayesinde yani erke tanı durumunda çok daha kısa bir tedavi protokolü ile kadınların sağlığına kavuşması mümkün olabiliyor.
Yapılan bu test ile rahim ağzı kanseri erkenden tespit edilebilmekte ve çok geç olmadan müdahale edilebilmektedir. Kadınların bu testi her sene yaptırmaları bu açıdan büyük önem taşımaktadır. Kadınların 21 yaşından sonra bu teste başlamalarını tavsiye etmekteyiz. Acısız ve kısa süren işlem sonrası büyük oranda doğrulukla sorunlar teşhis edilebilmektedir. 30 yaş üzeri kadınlar için doktorunuzun tavsiyesine göre periyotlar belirlenebilmektedir...
Erken yaşta cinsel ilişki yaşamaya başlamak, tütün ürünleri kullanımı, HPV, A vitamini düşüklüğü, fazla sayıda cinsel partnere sahip olmak gibi çeşitli unsurlar kadınlarda rahim ağzı kanseri riskini yükseltiyor. Bu grupta yer alan kadınlar için simir testi çok daha fazla önem kazanıyor. Son derece basit bir şekilde numune alınması yoluyla gerçekleştirilen bu test hastalarda ağrıya, acıya neden olan bir uygulama değildir. Testin yapılması için kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmak gerekiyor.
Yapılan bu test ile bazı bulgulara rastlanması halinde smear testi sonrasında bazı ileri tetkiklerin yapılması gerekebilir. Test sonuçlarının Bethesta sistemiyle raporlandığını belirtmek gerekiyor. Test değerlerin de anormal ya da kanseröz hücre görülmemesi halinde sonuç “negatif” olarak değerlendirilir. Test sonucunun negatif olması tüm hücrelerin normal olduğunu ve rahim ağzının sağlıklı olduğunu gösterir.
Servikal hücrelerin anormal olması durumunda da test sonucu “pozitif” olarak değerlendirilir. Normal olmayan görünümlere rastlanması, rahim ağzında farklı boyutlarda şekillere rastlanması gibi durumlarda smear testi pozitif olarak sonuçlanır. Bu durumda ileri tetkiklere başvurulur ve anormal hücre görünümünün nedeni anlaşılmaya çalışılır.
Elbette tüm testler gibi smear testi de yanılma payı olan tetkiklerden biridir. Yanılma payının bir hayli düşük olduğunu belirtebiliriz ancak yine de kesin sonuç verdiğini de belirtmek yanıltıcı olacaktır. Düzenli olarak testin yapılması yani tekrarlanması yanılma olasılığında da düşüş olmasını sağlar.
21 yaşından sonra smear testi yapılmaya başlanmalıdır. Erken cinsel ilişi yaşanması halinde ilk cinsel ilişkiden 3 yıl sonra bu testin düzenli olarak yapılmasına başlanması gerekiyor. Bu noktada testin hangi periyotlar ile yapılması gerektiği de merak ediliyor. 30 yaşından küçük olan kişilerin yılda bir defa mutlaka testi yaptırması gerekiyor. 30 yaşında büyük olan kişiler için periyotlar çok daha farklıdır.
Bu kişilerin yaptırdıkları son 3 simir testi sonucu negatif çıktıysa 2 ila 3 yılda bir test yaptırmaları önerilir. Fakat bu noktada önemli bir kriterden de söz etmek gerekir. Eğer HIV pozitifseniz, bağışıklık sisteminiz zayıfsa, organ transplantasyonu yapıldıysa, östrojen kullanıyorsanız, kemoterapi ya da kortizon tedavisi gördüyseniz bu durumda smear testi taramasının daha sık yapılması gerekir.
Yapılan smear testi sonrasında CIN testinin yapılması da gerekebilir. CIN, rahim ağzı dokusunda meydana gelen hücresel değişiklikleri belirlemek amacıyla gerçekleştirilen testlerden biridir. Bu noktada hastalar endişeye kapılabiliyor ancak CIN kanser öncesi lezyondur ve kanser tanısı konduğu anlamına gelmez. CIN 1, CIN 2 ve CIN 3 şeklinde bir sınıflandırma yapılır. Sınıflandırmada dikkate alınan unsur lezyonun epitel dokunun ne kadarını tutmuş olduğudur.
HPV testi ile smear testi taramasının aynı anda yapılması kotest olarak adlandırılır. HPV, rahim ağzı kanserinden en çok sorumlu olan virüstür. Pek çok farklı türü olan HPV’nin erken tanısında da kotestin son derece önemli olduğunu belirtebiliriz.
Bazı HPV türlerinin rahim ağzı kanserine neden olması, bu virüsü taşıyan kişilerin mutlaka düzenli olarak test yaptırmasını da zorunlu hale getiriyor. HPV olarak adlandırılan virüs hücre DNA’sını bozabilecek kadar etkindir. Buna bağlı olarak da hücrede anormal büyümeler meydana gelebiliyor ve bu durum da kanser ile sonuçlanabiliyor.
Rahim ağzı kanseri ile HPV virüsü arasındaki ilişki daha önce kanıtlandı. Günümüzde rahim ağzı kanseri olan kişilerin % 99,9’unda yani neredeyse tamamında HPV virüsü mevcut. Dolayısıyla bazı hastalar için smear testi ile HPV testinin bir arada yapılmasına sıklıkla ihtiyaç duyulabilir. Bazı hastalar için 5 yılda bir kotest yapılması önerilir. Ancak kotest genellikle 30 yaş üzerinde olan kadınlarda pap smear ile anormal bulguların elde edilmesiyle birlikte uygulanıyor.
Gene olarak bakıldığında servisk kanserinin en önlenebilir kanser türlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü smear testi ile kanser öncüsü lezyonlar tespit edilebilir. Aynı zamanda bazı risk faktörlerinin ortaya çıkmasını engellemek de kişinin kendi kontrolündedir. Bununla birlikte günümüzde geliştirilen aşı ile en yaygın olan serviks kanser türleri engellenebiliyor. Bu noktada önlenebilir risk faktörlerinin neler olduğu da merak edilebilir.
Serviks kanserine neden olan lezyonların smear testi ile tespit edilmiş olması, kanser belirtilerinin ortaya çıkmasını sağlamaz. Rahim ağzı kanseri belirtilerinin ortaya çıkması için hastalığın kansere dönüşmüş olması gerekiyor. Belirtileri ise şu şekilde sıralayabiliriz:
Bu belirtilerden sadece birinin ortaya çıkması durumunda bile zaman kaybetmeden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile görüşmeniz gerekiyor.
- After 2 Seances lazer and 1 small operation (Quick) I Got pregnant.
- Gebeliğimizin 21. haftasındayız.
- Doktorumun tecrübesi ile o zorlu haftaları atlattım.
Tüm YorumlarAfter 2 Seances lazer and 1 small operation (Quick) I Got pregnant. Thank dok. HOURİA{...}
10 HaziranSayın doktorum ve ekibi öncelikle ilgi ve alakanıza teşekkür ederim. Barış beyle tanışmamız tavsiye üzerine oldu. Önce deri altı implant taktırmakla başladı hikayemiz. 1. yılın sonunda geb{...}
10 HaziranDoktorum Barış Korkmaz ve güleryüzlü samimi ekibine çok teşekkür ediyorum. Şu an 24.üncü haftamdayım. Gebeliğimin ilk haftaları biraz problemli geçti, doktoruma ne zaman ihtiyacım olsa her{...}
10 Haziran