Gebelik kolestazı anne adaylarının hamilelik döneminde yaşadıkları ve genellikle şiddetli kaşıntı ile karakterize olmuş bir rahatsızlıktır. Bir karaciğer sorunu olan kolestaz probleminde kaşıntı vücudun herhangi bir yerinde meydana gelebilir ancak bu rahatsızlıkta kaşıntının avuç içleri ile aya tabanlarında olması karakteristiktir. Yaygın bir şekilde kaşıntı olan vücut bölgelerini ise şu şekilde sıralayabiliriz:
Kolestaz sorununun görülme riskini artıran bazı faktörler bulunuyor. Riski artıran unsurlar şöyle:
Maalesef gebelik kolestazı sadece anne adayının günlük hayatını sıkıntıya sokan bir hastalık değildir. Aynı zamanda anne karnındaki bebeğin de bu sorundan ciddi düzeyde etkilenebildiğini belirtmek gerekiyor. Bebekleri etkileyen en önemli unsur erken doğum riskini artırıyor olmasıdır. Zira kimi zaman kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından gebeliğin 37. haftasından sonra doğum yapılması kararı alınabilir. Bununla birlikte mekonyum aspirasyonu riskinin de ortaya çıkabildiğini belirtmek gerekiyor. Dolayısıyla bu risklerin göz önünde bulundurulması ve şayet gebelik 37. haftayı geçmişse doğum yapılması gerekebilir.
Her ne kadar genetik faktörler gibi bazı unsurların gebelik kolestazı riskini artırıyor olduğu bilinse de bu sorunun neden ortaya çıktığı halen tam olarak anlaşılabilmiş değil. Her 500 ila 1000 kadında 1 görülen bu sorun, aile öyküsünde kolestaz olan kadınlarda daha sık yaşanan bir durumdur. Bilindiği gibi karaciğerden gelen safra, safra kesesi tarafından depolanır ve ihtiyaç olması durumunda da bağırsaklara salınır. Fakat gebelik döneminde vücutta pek çok farklı değişim meydana geliyor ve hormon dengesi de gebeliğe bağlı olarak değişebiliyor. Hormonal değişimler ise safra kesesinin fonksiyonlarını etkiliyor ve sonuç olarak gebelik kolestazı tablosu ortaya çıkabiliyor.
Safra akışının yavaşlaması ya da durması karaciğerde safra asitlerinin birikmesine yol açıyor. Elbette bu durum kan dolaşımını da etkiliyor ve safra asitleri zamanla kana da karışıyor. Zira kanda safra asitlerinin fazla olması hamilelikte kaşıntı sorununa yol açan bu rahatsızlığın en net bulgularından biri olarak kabul ediliyor. Yapılan testler ile tanı konarak hastayı rahatlatmaya yönelik tedaviler uygulanıyor. Çoğu zaman kolestaz sorununun doğum ile birlikte ortadan kalktığını da belirtmek gerekir.
Hamilelik döneminde yaşanan gebelik kolestazı bazı anne adaylarında ciddi şikayetlere neden olabiliyorken bazı anne adaylarında da daha hafif bulgular ile ortaya çıkabiliyor. Ancak kaşıntı şikayetinin son derece yaygın görülen semptomlardan biri olduğunu da belirtmek gerekiyor. Sıklıkla görülen bulgular şöyledir:
Bununla birlikte seyrek görülen bulguları da şu şekilde aktarabiliriz:
Özellikle hamilelikte kaşıntı anne adaylarının hem günlük yaşantısını hem de sosyal yaşamını olumsuz yönde etkiliyor. Aynı zamanda gebelik döneminde kaşıntının sadece bu rahatsızlıktan kaynaklanmadığını, farklı rahatsızlıkların da kaşıntıya yol açabildiğini belirtmek gerekir. Dolayısıyla kaşıntının nedeninin mutlaka araştırılması için zaman kaybetmeden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile görüşülmesinde fayda olacaktır.
Hamilelik döneminde ortaya çıkan karaciğer hastalıkları arasında en önemli olanlardan biri ve aynı zamanda en yaygın şekilde ortaya çıkanı gebeliğin intrahepatik kolestazıdır. Böyle bir durumda hamilelikte kaşıntı semtpmu yaygın şekilde ortaya çıkar. Bazı anne adaylarında kaşıntı hafif seviyede olurken bazı anne adayları da bu sorunu oldukça yoğun bir şekilde yaşar. Bu hastalığın yaşanmasında en önemli faktörün gebelik döneminde artış kaydeden östrojen hormonu olduğunu belirtebiliriz. Bu hormon safra asitlerinin vücuttan atılımını yavaşlatabiliyor ya da durdurabiliyor. Buna bağlı olarak da gebelik kolestazı sorunu ortaya çıkıyor.
Öncelikle hamilelikte kaşıntı sorununu gidermeye yani hastayı rahatlatmaya yönelik bir tedavinin uygulandığını söyleyebiliriz. Kaşıntıyı gideren çeşitli kremlerin kullanılması, soğuğa yakın su ile duş alınması, terlememeye özen gösterilmesi, pamuklu kumaşlardan üretilen kıyafetlerin tercih edilmesi gibi yöntemlerin rahatlatıcı bir etkisi olabiliyor. Aynı zamanda K vitamini takviyesinin de yapılmasına ihtiyaç olabilir.
Doğru beslenme programının tercih edilmesi gebelik kolestazı tedavisinde büyük önem taşıyor. Ancak gebelik döneminde yaşanan kaşıntıların tek nedeni bu rahatsızlık değildir. Aşağıda sıraladığımız problemlerin de hamilelik döneminde vücudun çeşitli bölgelerinde kaşıntıya yol açtığını belirtmek gerekir.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulmalı ve kaşıntı şikayeti ortaya çıktığında mutlaka geç kalmadan kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulmalıdır.
Genellikle hamilelikte kaşıntı gebeliğin 6. ayında başlıyor. Ancak her anne adayında kaşıntı şikayetinin aynı dönemde görülmediğini de belirtmeliyiz. Bazı anne adaylarında gebeliğin 3. ayı ile birlikte gebelik kolestazı teşhisi konabiliyor. Kimi zaman gebeliğin erken dönemlerinde başlayan kaşıntı şikayeti gebelik ilerledikçe azalıyor ve sonrasında gebeliğin son dönemlerinde yeniden şiddetlenebiliyor. Hastalığın seyri her anne adayında aynı düzeyde ilerlemez ve aynı zamanda kaşıntı şikayetinin düzeyi de her kadında aynı olmaz.
Sadece gebelik kolestazı tanısı konmasını sağlayan, bu rahatsızlığı tespit eden spesifik bir test ya da analiz yöntemi yoktur. Bu nedenle doktorunuz sizden bazı testler yaptırmanızı ister ve bu testlerin sonucu bir arada değerlendirilerek tanı konabilir. Doktorunuz tarafından istenen testler şunlar olabilir:
Tanı için kan testi yapılmasının nedeni kandaki safra asidi düzeyinin tespit edilmesidir. Çünkü safra asidinin oranı hamilelikte kaşıntı şikayetine neden olan bu rahatsızlığın en net göstergelerinden biridir. Söz konusu hastalık kandaki safra asidi düzeyinin artmasına neden olabiliyor. Ultrason talep edilmesinin nedeni ise safra kesesinde taş olup olmadığını tespit edilmesidir. Hastanın şikayetleri ve muayene sonuçları ile birlikte tanı konur.
Elbette hamilelikte kaşıntı sorunu yaşıyor olmak her daim normal doğuma engel teşkil etmez. Ancak kaşının nedeni ve aynı zamanda hastanın sağlık durumuna bağlı olarak doktorunuz tarafından vajinal doğum yerine sezaryen ile doğum yapılması önerilebilir. Özellikle gebelik kolestazı nedeniyle anne karnındaki bebeğin olumsuz etkilenmesi, gebeliğin 37. haftasının ardından doğum yapılmasını zorunlu hale getirebiliyor. Bu gibi durumlarda normal doğum yerine sezaryen ile doğumun tercih edilmesi çok daha doğru olabilir. Konuya dair doktorunuz mevcut sağlık durumunuzu ve rahatsızlığın boyutunu da dikkate alarak size doğum yöntemi ile ilgili öneride bulunacaktır. Bu öneriyi dikkate almanızda fayda var.
- After 2 Seances lazer and 1 small operation (Quick) I Got pregnant.
- Gebeliğimizin 21. haftasındayız.
- Doktorumun tecrübesi ile o zorlu haftaları atlattım.
Tüm YorumlarAfter 2 Seances lazer and 1 small operation (Quick) I Got pregnant. Thank dok. HOURİA{...}
10 HaziranSayın doktorum ve ekibi öncelikle ilgi ve alakanıza teşekkür ederim. Barış beyle tanışmamız tavsiye üzerine oldu. Önce deri altı implant taktırmakla başladı hikayemiz. 1. yılın sonunda geb{...}
10 HaziranDoktorum Barış Korkmaz ve güleryüzlü samimi ekibine çok teşekkür ediyorum. Şu an 24.üncü haftamdayım. Gebeliğimin ilk haftaları biraz problemli geçti, doktoruma ne zaman ihtiyacım olsa her{...}
10 Haziran