Dış gebelik döllenmiş olan yumurtanın rahim dışında farklı bir yere tutunmasıdır. Ektopik gebelik olarak da adlandırılan bu durum, anne adayının hayatı açısından risk barındırır ve bu nedenle en kısa sürede bebeğin tahliye edilmesi gerekir.
Dış gebelikte hamileliğin sağlıklı bir şekilde devam etmesi mümkün olmaz. Bu durumun çok sık yaşandığını söyleyemeyiz. Ancak son 50 yılın verilerin bakıldığında, tüm dünya genelinde dış gebeliğin artış gösterdiği de dikkat çekiyor. Günümüzde her 1000 gebeliğin 16’sı dış gebeliktir.
Bu oran, yaklaşık 50 yıl öncesinin verileri ile kıyaslandığında dış gebeliğin 5 kat arttığı sonucuna varılıyor. Ayrıca anne adayı ölümlerinin % 15’inin nedeni dış gebeliktir. Erken tanı ile anne adayı ölümlerinin de önüne geçilmeye çalışılıyor. Bu gebelik türünün 35 ila 44 yaş arasında çok daha sık görüldüğünü söyleyebiliriz.
Öncelikle her kadının dış gebelik yaşama riskinin bulunduğunu belirtelim. Bu sorunun nedeni tam olarak bilinemiyor ancak riski artıran bazı faktörlerin olduğunun da bilinmesi gerekiyor. Bu faktörleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
Tüm bunlarla birlikte tüplere baskı yapan kistlerin ya da myomların mevcut olmasının da dış gebeliğe zemin hazırlayabildiğini söyleyebiliriz. Yukarıda sıraladığımız bu durumlardan birini ya da birkaçını yaşamış olmak gebelikte mutlaka dış gebelik tanısı konacağı anlamına gelmez.
Tüm bunların sadece riski artıran faktörler olduğunun unutulmaması gerekiyor. Çok sayıda kürtaj yaptırmış olan ya da daha önce pelvik ameliyat geçirmiş olan kişiler de sağlıklı bir gebelik dönemi geçirebilir.
Maalesef dış gebelik durumunda da sağlıklı bir gebelikte yaşanan belirtiler ortaya çıkabiliyor. Bunun yanı sıra bazı semptomlar dış gebeliği işaret edebiliyor. Bu semptomlara şu örnekleri verebiliriz:
Bu belirtilerden biri ya da birkaçının yaşanması durumunda zaman kaybetmeden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile görüşülmesi gerekir. Ender zamanlarda dış gebelik anlaşılamayabilir. Bu durumda embriyo büyür ve fallop tüplerinde yırtılmaya sebebiyet verebilir.
Aynı zamanda karın bölgesine kan sızar ve bu nedenle başta karın ve pelvis bölgesi olmak üzere vücudun pek çok yerinde ağı yaşanabilir. Söz konusu ağrının omuz ve boyunda bile meydana gelebildiğini belirtebiliriz.
Dış gebeliklerin büyük bölümü yapılan muayene ile anlaşılabiliyor. Aynı zamanda karından yapılan pelvik ultrasonografi ile de dış gebelik tanısı konması mümkün olabiliyor.
Transvajinal ultrason incelemesinde rahim içerisinde gebelik kesesinin olup olmadığının anlaşılması mümkündür. Gebelikte gerçekleştirilen beta-HCG hormonlarının kandaki seviyesini ölçen testler de tanı konmasında hekimlere yardımcı olabiliyor. Şayet gerekli görülmesi halinde fallop tüplerinden kaynaklanan bir kan sızıntısının olup olmadığının belirlenmesi amacıyla kübosentez ile inceleme de yapılabilir.
Bu durum tespit edildiğinde en yakın zamanda bebeğin tahliyesi yapılmalıdır. Bu tür gebeliklerin sağlıklı olarak devam etmesi mümkün olmamaktadır. Yüzde iki oranında dış gebelik yaşama ihtimali bulunmaktadır. Çoğu zaman belirti olarak normal gebelik belirtileri vermektedir. Bunun için hamilelik haberi alındıktan sonra doktor bilgilendirilmeli, bu yönde testler yapılmalı ve emin olunmalıdır. Yaş ve sağlık durumuna göre dış gebelik riski artıp azalabilmektedir...
Ayrıca kanda beta-HCG seviyesi yüksek olmasına karşın gebelik dokularının görünememesi durumunda da dış gebelik şüphesi doğabiliyor. Dış gebeliğin tanısında ultrason görüntülemesinin büyük önem taşıdığını belirtmek gerekiyor. Progesteron seviyesinin idealden daha düşük olması da tanı konmasında yardımcı olan bir bulgudur.
Maalesef halk arasında dış gebelik durumunda da tedavi ile gebeliğin normal gebeliğe dönüştürülmesinin mümkün olabileceğine yönelik bir inanışla karşılaşabiliyoruz. Ancak böyle bir durum söz konusu olamaz. Dış gebeliğin tespit edilmesi durumunda zaman kaybetmeden gebeliğin sonlandırılması gerekiyor. Gebeliğin sonlandırılmasının da gecikmemesi önem taşıyor.
Çünkü gecikme olması halinde fallop tüplerinde yırtılma meydana gelebilir. Genel anestezi altında cerrahi operasyon ile gebeliğin sonlandırılması en sık uygulanan tedavidir. Bu tedavi gebeliğin erken dönemlerinde tanı konması durumunda uygulanıyor.
Gebeliğin ne kadar ilerlediğine bağlı olarak metotreksat baskılayıcıdan da faydalanılabilir. Bu sayede vücudun gebelik dokularını yok etmesi sağlanabiliyor. Hastaya enjeksiyon ile ya da damar yolundan ilaç veriliyor ve böylelikle gebelik dokularında hücre büyümesi olması durduruluyor. Ancak söz konusu tedavinin uygulanabilmesi için hasta kanamanın başlamamış olması gerekiyor.
Gebeliğin ilerlemiş olduğu dönemlerde de uygulanabilen bir tedavi değildir. Bu tedavi protokolünde düşük benzeri bir tablonun ortaya çıkması sağlanıyor. Ancak bu tedavi dış gebelik problemini ortadan kaldırmaya yönelik değil, gebeliği sonlandırmaya yönelik bir tedavidir.
Farklı risk faktörlerinden kaynaklı olarak dış gebelik meydana gelebiliyor. Ancak tam olarak bu gebeliğin neden meydana geldiğine dair net bir unsurdan söz edilemiyor. Daha önce sağlıklı bir gebelik yaşamış olan kadınlarda da, ilk gebeliklerde de dış gebeliğin oluşabileceğini söyleyebiliriz.
Her ne kadar bazı faktörler dış gebelik riskini artırıyor olsa da bu faktörler söz konusu olmadığında da gebelikte böyle bir tanı konabiliyor. Belirtilerin ortaya çıkması durumunda doktorunuza konuyla ilgili bilgi vermelisiniz. Muayene ve tetkiklerin yapılması için zaman kaybetmemek, daha farklı sağlık sorunları yaşamamak adına önem taşıyor.
Dış gebeliğin genellikle gebeliğin 6. haftası ila 8. haftası arasında belirlenebildiğini söyleyebiliriz. Anne adaylarının en çok merak ettiği konulardan biri de dış gebelik durumunda gebelik testinin pozitif çıkıp çıkmayacağı oluyor. Gebelik dokusunun rahim içine ya da rahim dışına yerleşmesi, halk arasında hamilelik hormonu olarak bilinen beta-HCG hormonunun vücutta salgılanmasını sağlar. Evde idrar numunesi ile yapılan gebelik testleri ya da kan numunesi ile yapılan testler kandaki beta-HCG hormonunu ölçer.
Dolayısıyla ektopik gebelik durumunda da kanda beta-HCG hormonu saptandığı için gebelik testi pozitif çıkacaktır. Şayet merak edilen konu, herhangi bir test ile dış gebeliğin anlaşılıp anlaşılamayacağı ise böyle bir testin olmadığını belirtebiliriz. Dış gebeliğin anlaşılabilmesi için fiziki muayeneye ve ultrason görüntülemesine ihtiyaç duyulur. Sadece kan ya da idrar numunesiyle bir test yapılması ve bu test sonucuna göre tanı konması mümkün değildir.
Adet kanaması dış gebelik durumunda beklenen bir tablo değildir. Ancak dış gebelikte asla adet kanaması olmaz da denemez. Tıbbi olarak sık yaşanan bir durum olmasa da adet kanamasının görülebilir. Eğer adet kanamasına şiddetli kasık ağrısı da eşlik ediyorsa bu şikayetle gelen hastalara mutlaka gebelik testinin yapılması gerekir. Gebelik testinin pozitif çıkması durumunda fiziki muayene ve ultrason görüntülemesi ile tanı konabilir ve ardından gebeliğin sonlandırılması sağlanır.
- After 2 Seances lazer and 1 small operation (Quick) I Got pregnant.
- Gebeliğimizin 21. haftasındayız.
- Doktorumun tecrübesi ile o zorlu haftaları atlattım.
Tüm YorumlarAfter 2 Seances lazer and 1 small operation (Quick) I Got pregnant. Thank dok. HOURİA{...}
10 HaziranSayın doktorum ve ekibi öncelikle ilgi ve alakanıza teşekkür ederim. Barış beyle tanışmamız tavsiye üzerine oldu. Önce deri altı implant taktırmakla başladı hikayemiz. 1. yılın sonunda geb{...}
10 HaziranDoktorum Barış Korkmaz ve güleryüzlü samimi ekibine çok teşekkür ediyorum. Şu an 24.üncü haftamdayım. Gebeliğimin ilk haftaları biraz problemli geçti, doktoruma ne zaman ihtiyacım olsa her{...}
10 Haziran