Takvim yöntemi sadece ülkemizde değil tüm dünya genelinde sıklıkla uygulanan metotlardan biridir. Bu yöntemin temel amacı ise kadınların hamile kalma olasılığının güçlü ve zayıf olduğu günleri belirlemek oluyor. Bu sayede korunmasız cinsel ilişkiye girilmesi ve gebeliğin önlenmesi amaçlanıyor.
Ancak bu yöntemin gebeliği önlemede % 100 başarılı bir yöntem olmadığını hatta bir doğum kontrol yöntemi olarak kabul edilmediğini de belirtmemiz gerekiyor. Elbette bu yöntemde hesaplama işleminin nasıl yapıldığı ya da cinsel ilişkide gebelik riskinin en az olduğu günlerin kadınlar tarafından nasıl belirlendiğini de aktaracağız. Ancak öncesinde takvim üzerinde bazı hesaplamalar yapılarak gerçekleştirilen bu yöntemin gerçekten hamilelikten koruyup korumadığını daha detaylı bir şekilde ele alalım.
Kadınlar tarafından takvim yöntemi henüz tıbbın çok ilerlemediği ve kadın fizyolojisinin de tam olarak anlaşılamadığı eski dönemlerde uygulanıyordu. Zira o dönemlerden günümüze dek gelmeyi başarmış olması ise kadınların bu yöntemi kolay ve konforlu buluyor olmasıdır. Hamilelikten koruma olasılığı ise sadece % 80 dolaylarında bulunuyor. Üstelik bunun için de kadınların yumurtalama dönemlerinin çok iyi hesaplanmış olması gerekiyor. Günümüzde plansız gebeliklerin çok büyük bir bölümü bu yöntemin ya da halk arasında ‘geri çekme’ olarak tabir edilen yöntemin uygulanmasından kaynaklanır.
Elbette takvim hesaplamaları ile gerçekleştirilen bu yöntemin gebelikten koruması söz konusu olabildiği gibi bu riskin gerçekleşme olasılığı da mevcuttur. Oysa bunun yerine gerçek bir doğum kontrol yönteminin uygulanması, gebe kalma olasılığının % 1’e kadar düşmesini sağlar.
Dolayısıyla plansız ve istenmeyen gebeliklerin oluşma riski yok denecek kadar aza indirgendiğinden kürtaj işleminin yapılması gibi cerrahi müdahalelere de gerek olmaz. Bu ve benzeri yöntemlerin henüz spiral ya da doğum kontrol hapı gibi etkin ve konforlu doğum kontrol yöntemlerinin geliştirilmediği çok eski zamanlarda uygulandığını unutmamak gerekiyor.
Artık bu ve benzeri geleneksel yöntemleri terk etmek gerektiğinin altını çizelim. Kadınlar bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurduklarında kendilerine en uygun doğum kontrol yönteminin hangisi olduğu konusunda bilgi alabilir. Böylelikle istenmeyen plansız gebeliklerin yarattığı stresten, kürtaj işleminin psikolojik açıdan yaratabileceği üzüntü ve pişmanlık gibi duyguları yaşamaktan kurtulabilirsiniz.
Kadınlar takvim yöntemi ile hesaplama işlemini yapabilmek için öncelikle adet döngülerini biliyor olmalıdır. Çünkü bu hesaplama işleminde adet dönemleri dikkate alınıyor ve bu sayede yumurtlama zamanları yani gebelik riskinin yüksek olduğu dönemler belirleniyor. Ancak burada kritik bir unsurun altını çizmeliyiz. Adet dönemleri mevsim geçişlerinden, psikolojik unsurlardan ya da fiziksel aktivitelerden bile etkilenebiliyor. Sadece birkaç günlük adet gecikmesi bile bu hesaplama işleminin yeniden yapılmasını gerektirebilir.
Yapılan hesaplama işlemiyle yumurtlamanın olduğu günü ve öncesindeki 3 günü belirlemek gerekiyor. Çünkü bu günler gebe kalma olasılığının en güçlü olduğu dönemlerdir. Kadınlar bu hesaplama işlemini yaptıktan sonra hamile kalma olasılığının güçlü olduğu zamanlarda cinsel ilişkiye girmiyor ya da kondom gibi doğum kontrol yöntemlerini kullanıyor. Diğer günlerde ise korunmasız cinsel ilişkiye giriliyor. Adet döngüsü, iki adet döneminin arasında geçen zamandır.
Bu süre her kadında aynı olmaz. Genellikle 28 gün civarında olsa da 21 gün ya da 35 günlük döngülerle adet dönemi yaşayan kadınlar da var. Adet döngüsünün 28 gün olduğunu varsayalım. Hesaplama yapabilmek için bu rakamdan 14 gün çıkarılmalıdır. Çıkan rakam ise yumurtlamanın gerçekleşeceği zamana tekabül ediyor.
31 günde 1 adet olan kadınlarda yapılan bu hesaplama ile yumurtlamanın olacağı gün tahmini olarak ilk adet gününü takiben 17. gün oluyor. Kadınlar için bu gün ve öncesindeki 3 gün hamile kalma olasılığı yüksektir. Bu durum diğer günlerde gebe kalınamayacağı anlamına gelmez. Ancak gebe kalma olasılığı diğer günlerde daha düşüktür.
Takvim üzerinde yapılan hesaplamalar ile uygulanan takvim yöntemi doğrultusunda yumurtlamanın olacağı gün ve öncesindeki 3 gün belirleniyor. Geri kalan günler hamile kalma riskinin daha düşük olduğu zamanlardır. Ancak elbette diğer günlerde de hamile olasılığı düşük de olsa mevcuttur.
Zira bu yöntemin hamile kalmayı % 100 engellemiyor olması da bundan kaynaklanır. Hamile kalma olasılığının en düşük olduğu günler adet bitiminin olduğu birkaç gündür. Aynı zamanda gelecek adet dönemine 1 – 2 gün kaldığında da hamilelik ihtimali daha da zayıflar.
İçinde bulunulan ayın bu günlerini ‘risksiz’ olarak değerlendirmemek gerekiyor. Çünkü tıbben hamile kalma olasılığı tüm ay boyunca mevcuttur. Bu olasılık ayın belirli dönemlerinde yükselir ve düşebilir. Ancak risksiz yani gebe kalmanın imkansız olduğu bir günden söz edilemez.
Erkek üreme hücreleri rahimde koşulların uygun olması halinde cinsel ilişkinin olduğu günden sonra da aktif kalmaya devam eder. Hatta sperm hücrelerinin rahimde aktif kalma süresi 3 güne kadar uzayabilir. Bu nedenle takvim yöntemi ile gebelikten korunmak çok doğru bir seçim olmaz.
Korunmasız cinsel ilişkinin üzerinden 3 gün geçtikten sonra da döllenme meydana gelebilir ve neticede gebelik oluşabilir. Elbette her korunmasız cinsel ilişki hamilelikle sonuçlanmaz. Ancak bu konuda şayet riskleri ele alıyorsak söz konusu yöntemin bir doğum kontrol yöntemi olarak değerlendirilmesi de mümkün olamaz.
Bu yöntem planlı olarak hamile kalmak isteyen kadınlar tarafından da kullanılıyor. Ovulasyon günleri belirleniyor ve hamile kalmak isteyen kadınlar özellikle bu dönemlerde korunmasız cinsel ilişkiye giriyor. Kimi zaman bu yöntemle gebelik oluşurken kimi zaman da hamilelik sonucu elde edilemeyebiliyor. Sonuç olarak tüm dünya genelinde tıbbi anlamda bu yöntem bir doğum kontrol yöntemi olarak kabul edilmiyor.
Yumurtlama dönemleri her kadında mütemadiyen aynı günde olmayabilir. Yumurtanın olgunlaşma ve döllenme için hazır hale geldiği süre de değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle takvim yöntemi hamilelikten korunma noktasında yetersiz kalan bir tekniktir. Yumurtlama tahmin edilen günden bir gün sonrasında da olabilir.
Sperm hücreleri rahimde aktifliğini koruyabilir ve riskli olmadığı düşünülen günde yaşanan korunmasız cinsel ilişki gebelik sonucunu doğurabilir. Bu yöntemin temel hedefi sadece riskli günleri belirlemek ve bu dönemde cinsel ilişkide korunmak ya da cinsel ilişkiye girmemektir. Yapılan basit bir hesaplama işleminin sonucunda hamileliğin oluşması vakası sıklıkla yaşanıyor.
Elbette takvim yöntemi tercih edildiğinde bu yöntemin olumsuz yönleri çiftleri de etkiliyor. Olumsuz yönlere ise bazı örnekler verebiliriz: