Spiral ülkemizde ve dünya genelinde sıklıkla kullanılan doğum kontrol yöntemlerinden biridir. Küçük bir tıbbi alet olan spiralin en temel işlevi döllenmeyi engelliyor olmasıdır. Erkek üreme hücrelerinin yani spermin kadın üreme hücreleri ile buluşmasını önleme özelliğine sahip olan bu alet döllenmeyi de engellemiş oluyor.
Bu sayede gebeliğe karşı koruma sağlıyor. Halk arasında rahim içi araç olarak da adlandırılan bu aletin bir diğer işlevi de rahim iç duvarının yapısını bozmasıdır. Bu sayede döllenme meydana gelmiş olsa bile döllenen yumurtanın rahim iç duvarına tutunmasını engelliyor. Bu yolla da gebeliği önlediğini söyleyebiliriz.
Kısaca RİA olarak da adlandırılan bu doğum kontrol yönteminin son derece ekonomik bir tercih olması da dikkatlerden kaçmıyor. Bununla birlikte kolaylıkla uygulanabilmesi ve takıldığı anda gebeliğe karşı koruma etkisinin hemen başlaması da önem taşıyan unsurlar arasında yer alıyor. Spiralin yapısının nasıl olduğunu, çeşitlerini ve kimlerin bu doğum kontrol yönteminden faydalanabileceğini açıklayacağız. Konuya dair sıklıkla merak edilen diğer unsurlara da değineceğiz. Ancak öncesinde nasıl takıldığı konusunu ele alalım.
Öncelikle spiral takılması işleminin kadınlar için zorlayıcı bir yönünün bulunmadığını belirtelim. Çok kısa bir süre içerisinde işlem tamamlanıyor ve kadınlar günlük hayatlarına hemen geri dönebiliyor. Bu işlem cerrahi bir müdahale değildir ve ağrıya ya da sızıya neden olmaz. Jinekolojik muayene masasında spiralin takılması sağlanabiliyor. Öncesinde ise antiseptik solüsyonlar kullanılarak rahim ağzı girişi temizleniyor. Sonrasında spiralin uygun yere yerleştirilmesi sağlanıyor.
Spiralin takılmasının hemen ardından basit bir ultrason muayenesi yapılıyor. Bu sayede aletin doğru yerde olup olmadığı gözden geçiriliyor. Kadınların rahim içi aracın takılmasından 1 ay sonra kontrole gitmesi istenir. Bir sonraki kontrol ise 1 yıl sonrasıdır. Kullanım süresi sona erdikten sonra spiralin yine kolaylıkla çıkarılması sağlanıyor ve beklemeye gerek olmadan hemen yeni aletin takılması mümkündür. Dakikalar içerisinde tamamlanan bir işlem olması nedeniyle kadınların bu işleme uzun bir zaman ayırmasına gerek olmuyor.
Bu tıbbi alet plastik yani polietilen yapıda üretiliyor. Etrafının ise bakır telle sarılı olduğunu söyleyebiliriz. Rahim iç duvarına birebir uyumlu bir forma sahip olan spiral dışarıdan bakıldığında T harfine benzeyen bir görünüm sergiler. Spiralin dış bölümünde ise baryum sülfat bulunur. Bu materyal yapılan görüntüleme grafilerinde spiralin görünmesini sağlar. Spiralin ebatları ise yaklaşık olarak 2 cm – 3 cm arasındadır.
Tıbbi aletin uç kısmında ise vücut ile uyumlu materyallerden hazırlanan bir ip bulunur. Bu ip istendiğinde spiralin kolaylıkla çıkarılabilmesini sağlar. Aynı zamanda yapılan kontrollerde aletin doğru yerde konumlanmış olup olmadığını görmeyi de sağlar. Bir diğer deyişe spiralde kayma olup olmadığının hekim tarafından daha kolay anlaşılmasına olanak tanır.
En etkili doğum kontrol yöntemlerinden biri olan spiral yani ria, ilişki sırasında spermlerin rahime ulaşmasını engeller. Spiral çıkartma işlemi yapıldıktan sonra doğurganlık devam eder. Bakır ve hormonlu türleri olan spiralin küçük ihtimalle de olsa, takılı olduğu halde yüzde iki oranında gebelik riskini engelleyememe durumu vardır. Doğru şekilde takılmayan spiral kayabilir, düşebilir ve gebelik durumunu engellemesinde sorun yaşatabilir.
Genel olarak spiral çeşitlerini iki farklı grupta incelemek mümkündür. Bunlar;
Hangi spiralin tercih edileceğine doktorunuz tarafından karar verilmelidir. Kişinin yaşı, mevcut sağlık durumu gibi çeşitli unsurlar bir arada değerlendirilerek en uygun olan spiralin önerilmesi mümkündür. Hormon içerikli olan spirallerin günümüzde daha fazla tercih edildiğini söyleyebiliriz. Bunun en önemli nedeni ise gebeliğe karşı koruyuculuk etkisinin daha fazla olmasıdır.
Hormon içerikli spiral çeşitlerinde yaklaşık olarak 52 mg progesteron hormonu bulunuyor. Kullanılan tıbbi alet bu hormonun belirli bir oranını her gün düzenli olarak alıyor ve böylelikle gebelikten korunmak da mümkün olabiliyor. Salınan bu hormon miktarının hamilelikten korumak için yeterli olduğunu söyleyebiliriz. Progesteron hormonu içeren spirallerin özelliklerine dair birkaç bilgi verebiliriz:
Son dönemde klasik rahim içi araçlara benzer bir yapıda olan ve rahim tavanına asılarak kullanılarak gynefix uygulaması da tercih edilebiliyor. Düz bir çubuk formunda olan bu tıbbi aletlerin hormon içermediğini belirtebiliriz.
Bu ürünlerin son dönemde daha sık tercih edilmesinin nedenlerinden biri de kayma olasılığının ya da dışa atılma riskinin diğer spirallere nazaran çok daha düşük olmasıdır. Bu nedenle söz konusu ürünler yeni nesil RİA olarak da adlandırılıyor.
Mevcut sağlık durumu ve üreme organlarının durumu uygun olan tüm kadınlar spiral uygulamasından faydalanabilir. Yapılacak basit bir muayene ile bu işlem konusunda uygun bir aday olup olmadığınız belirlenebiliyor.
Özellikle doğum kontrol hapı kullanmak istemeyenler için bu yöntemin ideal bir seçenek olduğunu söyleyebiliriz. Uzun süreli bir gebelikten korunma yöntemi arayanlar, her gün sürekli hap içmek istemeyenler tercihini rahatlıkla bu yöntemden yana kullanabilir. Eğer siz de kullandığınız doğum kontrol yöntemini değiştirmek isterseniz güvenle spiralin takılmasını sağlayabilirsiniz.
Bu arada spiralin istendiğinde kolaylıkla çıkarılabildiğini de belirtelim. Kadınların yeniden gebelik planlıyor olması durumunda aletin çıkarılması kolaylıkla yapılabilir. Mutlaka spiralin kullanım süresinin dolmasını beklemek gerekmiyor. Bu yönüyle söz konusu yönteminin geri dönüşü olan bir doğum kontrol metodu olduğu belirtilebilir. Bu konuda da doktorunuzdan daha fazla bilgi alabilirsiniz.
Genel olarak hormonlu spiral olarak adlandırılan ürünlerin içerisinde belirli bir miktarda progesteron hormonu bulunuyor. Bu hormon her gün belirli bir miktarda söz konusu alet tarafından salınıyor ve kana karışıyor. Kana karışan progesteron hormonu ise gebeliği önlüyor. Bakır spirallerle kıyaslandığında hamileliğe karşı koruma oranının daha yüksek olması nedeniyle hem ülkemizde hem de dünya genelinde hormonlu olan rahim içi araçların daha fazla tercih edildiğini söyleyebiliriz.
Kana karışan progesteron hormonunun sağlığa olumsuz bir etkisinin olmadığını da belirtelim. Bu konuda herhangi bir endişe yaşanmasına gerek yok. Zira bu hormon düzeyi sadece gebeliğe karşı koruma etkisi sunar. Bunun dışında vücudun farklı bir sistemini olumsuz yönde etkileme özelliği yoktur. Bu arada hormonlu olan spirallerin özellikle aşırı oranda adet kanaması olan hastalarda tedavi amacıyla da tercih edilebileceğini belirtelim.
Konuyla ilgili olarak en sık merak edilen hususlardan biri de spiral kullanımının yan etkileridir. Özellikle hormonlu spiralleri tercih edenler yan etkiler hakkında da bilgi sahibi olmak istiyor. Elbette bu ürünlerin hiçbir yan etkisinin olmadığını söyleyemeyiz. Hormon içerikli rahim içi araç yan etkilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Tüm bunlarla birlikte kadınların çoğu zaman spiralin kaydığını hissetmediğini de belirtmek gerekiyor. Dolayısıyla mutlaka düzenli olarak kontrollere gidilmesi de son derece önemlidir. Bu arada spiralin kullanımı sırasında bazı kadınlarda adet dönemlerinin biraz daha ağrılı geçebileceğini belirtmek gerekiyor. Özellikle ilk aylarda adet dönemi kanamalarında bir miktar artış olabilir. Bununla birlikte RİA takılması durumunda adet günlerinin sayısı da ilk zamanlarda biraz daha fazla olabilir.
Elbette rahim içi araçlar sadece gebeliğe karşı koruma etkisine sahiptir. Bu ürünler cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruma özelliğine sahip değildir. Bunun için cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı kondom kullanımına da önem vermek gerekiyor.
Kadınların yakın zamanda gebelik planı yoksa spiral kullanımı tercih edilebilir. Ancak bu tıbbi aletin takılabilmesi için üreme sistemi ile ilgili olan organlarda kanser, hasar ya da bir şekil bozukluğunun olmaması gerekiyor. Bu nedenle mutlaka spiralin takılmasından önce muayeneden geçmeye ihtiyaç olur. Bununla birlikte diğer doğum kontrol yöntemlerine sıcak bakmayan kadınlar da tercihini bu yöntemden yana kullanabiliyor.
Bu yöntemin kadının doğurganlık düzeyi üzerinde bir etkisinin olmadığını belirtmek gerekir. Spiralin çıkarılması ile beraber kadınlar yeniden doğurganlık özelliğine kavuşur ve hamile kalabilir. Gebelik istenmemesi durumunda ise spiralin kullanım süresi boyunca takılı kalması sağlanır ve kullanım süresi sona erdiğinde de değiştirilmesi gerekir.
Dünya genelinde sıklıkla tercih edilen spiral son derece konforlu bir doğum kontrol yöntemi olması ile ön plana çıkıyor. Ancak her kadının da bu aile planlaması yönteminden faydalanabileceğini söyleyemeyiz. Bazı kişiler için spiralin kullanımı sakıncalı olabilir ve bu nedenle daha farklı doğum kontrol yöntemlerine yönelmeleri gerekebilir. Kimlerin rahim içi araçtan faydalanamayacağı sorusuna ise kısa bir liste ile yanıt verebiliriz:
Bu kişiler için rahim içi araçlar yerinde daha farklı doğum kontrol yöntemlerinin tercih edilmesi önemlidir. Konuyla ilgili kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarına danışabilir ve size en uygun aile planlaması yönteminin hangisi olduğu konusunda bilgi alabilirsiniz.
Rahme spiral takıldığında vücut bu aleti yabancı bir madde olarak algılıyor. Bu nedenle bir reaksiyon gelişiyor ve bu reaksiyon sayesinde de gebelik oluşması önleniyor. Rahim iç dokusunda hafif bir bozulma sağlayan bu alet döllenen yumurtanın rahme tutunmasını önler. Aynı zamanda sperm ve yumurtanın buluşması da RİA sayesinde önlenebiliyor ve bu yolla da hamilelik gelişmesi % 98 oranında önleniyor.
Öncelikle spiral çeşitlerinin hangisinin tercih edildiğine bağlı olarak koruma süresinin değişebileceğini belirtelim. Bu ürünler genellikle 5 yıl ile 10 yıl arasında değişen bir koruma süresi sunuyor. Bu sürenin sona ermesi ile birlikte spiralin çıkarılması gerekiyor. Sonrasında ise beklemeye ya da rahmi dinlendirmeye gerek olmaz.
Aynı seans içerisinde yeniden rahim içi araç takılmasının mümkün olduğunu belirtebiliriz. Koruma süresi daha az olan spirallerin de bulunduğunu belirtelim. Genellikle uzun süreli bir koruma isteyenler tercihini 5 yıl ile 10 yıl etki süresine sahip ürünlerden yana kullanıyor. Bir süre sonrasında yeniden gebelik planlayanlar ise daha kısa bir koruma süresine sahip olan ürünlere yönelebilir.
Doğum kontrol yöntemleri arasında % 100 koruma sunabilen bir metot bulunmuyor. Buna bağlı olarak spiral kullanımının da kesinlikle hamile kalınmayacağı şeklinde bir garanti sunamadığını belirtmek isteriz. Ancak % 98 oranında koruma sunabiliyor. Bu rakamın mevcut doğum kontrol yöntemleri arasında son derece yüksek bir oran olduğunun altını çizmek gerekiyor. Kalan % 2’lik dilimi de mutlaka göz önünde bulundurmalısınız. Bu nedenle olası bir gebelik durumunu dikkate alarak adet gecikmesi gibi durumlarda gebelik testinin yapılması gerekir.
Özellikle istenmeyen gebelikler söz konusu olduğunda gebelik testinin geç kalınmadan yapılması önem taşıyor. Çünkü ülkemizde kürtaj için bir yasal süre bulunuyor. Bu yasal süreyi aşmadan kürtaj işleminden faydalanmak ve gebeliği sonlandırmak önemlidir. Bu noktada spiralin takılı olmasına karşın gebelik belirtilerinin yaşanıyor olması halinde derhal hamilelik testinin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu arada spiralin kaymış olması gibi durumlarda da hamile kalınabilir. Dolayısıyla bu durum da dikkate alınmalı ve rutin kontroller kesinlikle aksatılmamalıdır.
Genellikle spiral takılması işlemi için adet dönemlerinin tercih edildiğini söyleyebiliriz. Çoğunlukla adet döneminin ikinci ya da üçüncü gününde takılması tercih ediliyor. Ancak kürtaj işleminin yapılmasından sonra ya da doğum sonrasında da RİA takılması mümkündür. Mutlaka belirli bir zaman dilimini beklemek gerekmez. Yapılan kürtaj sonrasında ya da doğum sonrasında ne zaman spiralin takılabileceğine dair doktorunuz ile görüşebilirsiniz.
Mevcut doğum kontrol yöntemleri arasında en ekonomik olanlardan biri de spiral uygulamasıdır. Fiyat konusunda net bir rakam veremeyiz çünkü hangi RİA’nın tercih edildiğine bağlı olarak fiyatlar da değişkenlik gösteriyor. Ancak genel olarak fiyatların son derece makul rakamlardan oluştuğunu belirtebiliriz.
Zira hem ülkemizde hem de dünya genelinde bu aile planlaması yönteminin çok sık tercih edilmesinin nedenlerinden biri de ekonomik bir metot olmasıdır. Doktorunuza danışmanız durumunda net bir fiyat bilgisi de alabilirsiniz. Fiyat bilgisi almak için bizimle de iletişime geçebilirsiniz.
Çok sayıda farklı firma tarafından spiral üretimi yapılıyor. Bu da fiyatların değişkenlik göstermesinin nedenlerinden biridir. Spirallerin kullanım ömrünün de birbirinden farklı olduğunu unutmamak gerekir. Bakır ya da hormon içerikli olması fiyat üzerinde etkili olan bir diğer faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Dolayısıyla fiyatların benzer rakamlardan oluşmasını da beklememek gerekir. Doktorun deneyimi fiyatta etkili bir diğer faktör olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle yurt dışından ithal edilen spirallerin fiyatları döviz kurlarından da etkileniyor. Sonuç olarak fiyatların değişiyor olmasının nedenlerini bu şekilde açıklayabiliriz.
Daha önce de değindiğimiz gibi spiral kullanımı sırasında gebelik gelişmesi riski mevcuttur. Bu ihtimalin % 2 dolaylarında olduğunu belirtebiliriz. Özellikle hormonlu rahim içi araç kullanımı durumunda etki süresinin dolma zamanını biliyor olmanız gerekiyor. Çünkü etki süresi sona erdiğinde de bu tıbbi aletlerin gebeliğe karşı koruması söz konusu olmaz.
Şayet spiral takılması sonrasına aşağıdaki durumlardan herhangi birini yaşarsanız hiç zaman kaybetmeden ve rutin kontrol zamanını beklemeden doktorunuza bilgi vermelisiniz.
Spiralin takılmasının ardından mutlaka kontrole de gitmeli ve rutin kontrollerinizi de yaptırmalısınız. Aynı zamanda spiralin cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma etkisinin olmadığını da bilmenizde fayda var.