Rahim ağzı yetmezliği gebelik döneminde yaşanabilen ve erken doğum ya da düşük gibi riskleri doğurduğu için ciddiye alınması gereken sorunlardan biridir. Hamileliğin genellikle 14 haftasından sonra yaşanan bu sorunun tedavisinin mümkün olduğu da unutulmamalıdır. Genel olarak rahim ağzında olması gerekenden daha fazla açıklık meydana gelmesi şeklinde açıklanabilen söz konusu problemde en önemli unsur anne karnındaki bebeğin ağırlaşması ve rahmin bebeği taşıyamaz olmasıdır.
Zira düşük ya da erken doğum riski de bu unsurdan kaynaklı olarak ortaya çıkar. Rahim ağzı elastik bir formda olduğundan açılması, incelmesi, kısalması mümkündür. Rahim ağzının bu formda olması doğum sırasında bebeğin başının rahimden kolayca geçmesini sağlar. Ancak elbette doğumdan önce fazla oranda açılması da istenmeyen bir durumdur. Bu sorunun belirtilerine ve tedavisine de değineceğiz fakat öncesinde nedenlerini daha yakından inceleyelim.
Rahim ağzında olması gerekenden daha fazla açıklık meydana gelmesi farklı nedenlerle ortaya çıkabiliyor. En yaygın rahim ağzı yetmezliği nedenlerini şu şekilde sıralamak mümkün:
Yukarıda sıralanan unsurların yanı sıra daha farklı nedenlerle de rahim ağzı yetmezliği problemi ortaya çıkabilir. Bu sorunun erken dönemde tespit edilmesi ve önlem alınması çok önemlidir. İşte bu nedenle rutin gebelik kontrollerinin asla aksatılmaması gerekir.
Anne adayları servikal yetmezlik durumu ortaya çıktığında çoğu zaman anlamazlar. Ancak servikal yetmezliğe bağlı olarak erken doğum riski ortaya çıktığında bazı belirtiler görülebiliyor. Bu belirtileri kısa bir liste halinde aktaralım.
Karın bölgesindeki ağrı çoğu zaman daimi değildir, ara ara yaşanır. Ağrının şiddeti ise hastadan hastaya farklılık gösterir.
Gebelik döneminde vajinal akıntıda artış olması son derece normal bir durumdur. Ancak sıklıkla ped değişimine ihtiyaç duyulacak kadar akıntı artışı meydana gelmesi erken doğum belirtisidir.
Akıntının miktarı kadar yapısı ve görünümü de önemlidir. Pembe, kırmızı ya da kahverengiye yakın tonlarda bir akıntı olması ya da akıntının sümüksü bir formda olması durumunda derhal doktorunuza bilgi vermelisiniz. Bu akıntı genellikle akşam saatlerinde ve aniden ayağa kalkıldığında görülüyor.
Şeffaf yani renksiz sıvı gelmesi de erken doğum belirtisidir. Bu sıvının gelmesinin nedeni ise gebelik kesesinin açılmış olmasıdır. Bu nedenle zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.
Rahmin alt bölümünde bir baskı ya da dolgunluk hissi olması da belirtiler listesinde yer alıyor.
Anne adayına rahim ağzı yetmezliği tanısı konmasının ardından gebeliğin sorunsuz bir şekilde devamını sağlamak hedeflenir. Bunun için de dikiş atılması yöntemi uygulanır. Halk arasında rahim ağzı dikişi olarak adlandırılan serklaj işlemi için en uygun zaman diliminin gebeliğin 3. ayı olduğunu belirtebiliriz.
Fakat daha erken dönemde rahim ağzında açılma meydana gelirse dikiş atma işleminin gebeliğin 3. ayından önce yapılması da sağlanabilir. Doğuma çok yakın bir zamanda rahim ağzında açılma olmaya başlaması halinde ise doktorunuz yatak istirahatini önerebilir. Bunun dışında rahim ağzı yetmezliği durumunda uygulanabilen farklı bir tedavi prosedürü bulunmuyor.
Anne adayları rahim ağzı yetmezliği durumunda uygulanan dikiş işleminin nasıl yapıldığını da merak edebiliyor. Bu işlemde amaç rahim ağzının bir torba şeklinde büzülmesini sağlamak ve böylelikle erken doğum ya da düşük riskinin önüne geçmektir. Söz konusu işlem hamileliğin 12. haftası ile 22. haftası arasında düşüğü engellemek amacıyla yapılıyor. Gebeliğin 24. haftası ile 32. haftası arasında yapılmasının amacı ise erken doğum riskini ortadan kaldırmaktır.
Bu tedavi yönteminin başarı oranı % 90 dolaylarındadır ancak hastanın tıbbi geçmişinin çok iyi değerlendirilmesi, dikiş işleminin büyük bir titizlikle yapılması da gerekir. Elbette serklaj öncesinde anne adayına anestezi veriliyor ve bu sayede işlem sırasında acı ya da ağrı hissedilmesi de engelleniyor. İşlemin ise toplamda 15 ile 20 dakikada tamamlandığını belirtebiliriz.
Çoğunlukla vücutta kendiliğinden erime özelliği bulunmayan ve 5 mm çapında olan dikiş ipi kullanılıyor. Uygulanan bu işlemin anne adayına ya da anne karnındaki bebeğe herhangi bir zararının olmadığının altını çizelim. Aksine söz konusu problem mevcut olduğunda ve bu işlem yapılmadığında ortaya çıkan riskler nedeniyle bebek zarar görebilir.
Anne adayına rahim ağzı yetmezliği tanısı konduğunda bu işlemin yapılması 2 farklı grupta değerlendirilir. Bunlar acil olarak ya da koruyucu (profilaktik) olarak serklaj işleminin yapılmasıdır.
Acil olarak uygulanması gerektiren durumlar:
Koruyucu olarak uygulanması gerektiren durumlar:
Elbette bazı durumlarda rahim ağzı dikişi uygulamasının yapılmaması gerekiyor. Genel olarak rahim ağzı yetmezliği saptansa da bu işlemin yapılmasının sakıncalı olduğu durumları şu şekilde sıralayabiliriz:
Yukarıda sıraladığımız unsurların mevcut olması durumunda söz konusu işlemin yapılması sakıncalı olabiliyor. Aynı zamanda bazı spesifik unsurlara bağlı olarak da bu işlemin yapılmasında sakınca olabilir.
Elbette rahim ağzı yetmezliği düşük riskini de beraberinde getiriyor. Rahim ağzında açıklık olmasına bağlı olarak düşük yapan çok sayıda kadın olduğunu unutmamak gerekir. Bununla birlikte özellikle belirli bir gebelik haftasından sonra erken doğum riski de görülebiliyor. Rahim ağzında olması gerekenden daha fazla açıklık bulunması tekrarlayan düşük nedenleri listesinde de yer alıyor.
Özellikle geçmişte bu sorundan kaynaklı olarak tekrarlayan düşük sorunu yaşamış olan kadınlarda gebelik takibinin çok daha titiz bir şekilde yapılması lazım. Rahim ağzı açıklığının düzenli olarak kontrol edilmesi ve şayet açılma varsa derhal önlem amaçlı olarak dikiş işleminin yapılması çok büyük bir önem taşıyor.