Mastürbasyon kişinin cinsel organına dokunarak, masaj yaparak ya da farklı bir yolla cinsel hazza ulaşmasıdır. Bir anlamda kişinin cinselliği kendi kendine yaşaması olarak da tanımlanabilir. Özellikle ergenlik döneminde kişinin cinselliği keşfetmeye başlamasıyla birlikte gündeme gelen mastürbasyonun tamamen sağlıklı ve doğal bir durum olduğunu belirtmek gerekiyor.
Yapılan bazı araştırmalara göre erkeklerin %95’i, kadınların ise %90’ı mastürbasyon yapıyor. Bazı kültürlerde ise mastürbasyon yapmanın ayıp ya da günah olduğu düşünülüyor. Mastürbasyon yapmanın sağlık açısından bir faydasının ya da zararının olup olmadığına da değineceğiz. Ancak öncesinde konuyu biraz daha mercek altına alalım.
Kadınlar ve erkekler için mastürbasyon yapma teknikleri değişebilir. Bu eylem kadın ve erkeklerde cinsel organın uyarılması yoluyla gerçekleştirilir. Mastürbasyonun el ile yapılabildiği gibi bazı yardımcı malzemeler kullanılarak da yapılabildiğini belirtebiliriz. Vücuttaki erojen bölgelerin keşfedilmesi, düzenli olarak uyarılması ve cinsel hazza ulaşılması yoluyla yapılan mastürbasyonda hayal gücünden de faydalanılabiliyor.
Hem kadınlar hem de erkekler tarafından sıklıkla merak edilen unsurlardan biri de mastürbasyon yapmanın bir zararının olup olmadığıdır. Mastürbasyonun çok sık yapılması ya da bu eylemin bağımlılık haline gelmesi kişinin normal seksüel ilişkilerine zarar verebilir ve partneriyle olan ilişkileri zarar görebilir. Aynı zamanda aşırı sıklıkta yapılması genital bölgede tahrişe sebebiyet verebilir. Çok sık mastürbasyon yapılmasının bireylerde yorgunluk ve aynı zamanda uykuya eğilime neden olduğu da biliniyor. Bunların dışında söz konusu eylemin sağlığa herhangi bir zararı bulunmuyor.
Halk arasında çok sık mastürbasyon yapmanın bağımlılık olduğu düşünülüyor. Oysa mastürbasyon bağımlılığı bu eylemi çok sık yapmak değil, bir partner ile cinsel ilişkiyi yaşamak yerine mastürbasyonu tercih etmektir. Aynı zamanda günlük yaşam aktivitelerinin, sorumlulukların ihmal edilmesine neden olabilecek sıklıkta mastürbasyon yapmanın da yine ‘bağımlılık ‘ olarak değerlendirildiğini belirtebiliriz. Uzmanların bağımlılık noktasına ulaşması durumuna bu bağımlılıktan kurtulmayı önerdiklerini de belirtmek gerekiyor. Bağımlılıktan kurtulmak için de aşağıdaki yöntemlerin tercih edilmesi tavsiye ediliyor:
Kadınlarda mastürbasyon tekniklerinin erkeklere nazaran çok daha fazla sayıda olduğunu belirtebiliriz. Yastık ya da benzeri bir eşyaya sürtünme, klitorise masaj yapma, tazyikli suyla klitorisi uyarma gibi yöntemlerin sıklıkla tercih edildiğini belirtebiliriz. Aynı zamanda kadınlar vibratör ya da el ile cinsel uyarımı tercih edebiliyor.
Sürtünme ya da el ile klitorisi uyarma gibi yöntemlerle yapılan mastürbasyonun kızlık zarına zarar vermesi mümkün değildir. Kızlık zarı yani hymen dokusu vajina girişinin yaklaşık 1,5 cm içerisinde yer alır. Kızlık zarının mastürbasyon esnasında zarar görmesi ancak vajina içerisine sert bir cismin girmesi ile mümkün olabilir. Bu durumda kızlık zarı bütünlüğünü kaybedebilir ya da halk arasındaki adıyla yırtılabilir. Dolayısıyla bu sorunun yanıtı mastürbasyonun hangi teknikle yapıldığına bağlı olarak değişkenlik gösteriyor.
Yine sıklıkla merak edilen unsurlardan biri de mastürbasyon yapmanın sağlık açısından faydalarının olup olmadığıdır. Bu eylem kişinin cinselliği keşfetmesine yardımcı olur ve aynı zamanda cinsel haz yaşamasına olanak tanır. Rahatlama ve gevşeme yaratan bir eylem olması nedeniyle de aşırı stresli ve gergin bir yaşam sürenlere çok aşırıya kaçmamak kaydıyla mastürbasyon yapılmasının önerildiğini söyleyebiliriz. Kişinin cinsel hayatında öz güveninin artmasına yardımcı olan bu eylem pek çok kişide öz saygıyı da artırıyor.
Tüm bunlarla birlikte mastürbasyonun erkeklerde erken boşalma tedavisine yardımcı bir yöntem olarak değerlendirildiğini de belirtmek gerekir. Erken boşalma tedavisi kapsamında erkeklerin belirli periyotlarla mastürbasyon yapmaları istenebiliyor. Bu sayede tedaviden daha yüksek oranda bir başarı elde edilmesi hedefleniyor.
Uykusuzluk problemi yaşayanların da sıklıkla bu yöntemi tercih ettiğini belirtmek gerekiyor. Çünkü orgazm sonrasında kadınlarda ve erkeklerde uykuya eğilim artıyor. Uykusuzluk ya da uykuya dalmakta güçlük çekme gibi çeşitli sıkıntılar yaşayan kişilere özellikle partneri bulunmayan bireylere uyku saati öncesinde bu eylemden faydalanmaları önerilebiliyor.
Orgazmın yarım kalması cinsel hazzın doruk noktasına tam olarak ulaşılamamasıdır. Kadınlarda ve erkeklerde orgazmın yarım kalması pek çok farklı unsurdan kaynaklanabilir. Cinsel ilişki ya da mastürbasyon esnasında çiftlerin ya da bireylerin konsantrasyonlarını dağıtan bir unsur olması, hafızada kötü bir anının canlanması ya da bazı endişe verici düşünceler gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak bu problem yaşanabiliyor.
Ancak çiftlerin ya da bireylerin orgazmın yarım kalması sorununu çok sık yaşıyor olmaları ya da her cinsel deneyimin böyle sonuçlanıyor olması durumunda mutlaka bir uzmandan destek alınması gerekiyor. Böylelikle cinsel yaşam konforunun yeniden sağlanması mümkün hale gelecektir.
Kadınlarda orgazm olamama “anorgazmi” olarak adlandırılıyor. Bu sorun son derece yaygın görülen cinsel problemlerden biridir. Anorgazmi en genel şekli ile cinsel uyarımın olmasına karşın orgazm olamama olarak tanımlanabilir.
Kadınlarda bu durumun öz güven kaybına hatta depresyona bile sebebiyet verebildiği biliniyor. Kimi zaman kadınlar mastürbasyon ile orgazm olurken partneriyle cinsel ilişkiye girdiğinde orgazm olamıyor. Genel olarak anorgazmi sorununun iki farklı çerçevede değerlendirildiğini söyleyebiliriz. Bunlar beyin ve genital bölgedir.
Orgazm olmamaya neden olabilecek genital bölge sorunlarının kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından araştırılması mümkün olabiliyor. Şayet bir sorun tespit edilirse gerekli tedavi ya da müdahale uygulanıyor. Ancak psikolojik unsurlardan kaynaklı olarak böyle bir sorunun yaşanması da mümkündür. Bu durumda da tedavi için devreye psikoterapiler giriyor. Özellikle orgazm olmanın ‘ayıp’, ‘günah’, ‘yasak’ olarak görüldüğü kültürlerde kadınlar arasında bu sorunun çok daha yoğun yaşandığı da dikkatlerden kaçmıyor.
Elbette kadınlar adet gecikmesi yaşadıklarında bunun sebebine dair pek çok şüpheye sahip olabiliyorlar. Bunlardan biri de mastürbasyon oluyor. Ancak söz konusu eylemin adet gecikmesine yol açmadığını belirtmek gerekir. Adet dönemleri üzerinde herhangi bir etkisi olmayan bir eylem olan mastürbasyon aynı zamanda erken adet görmeye de yol açmaz. Sıklıkla merak dilen unsurlardan biri de mastürbasyonun hamile kalmak üzerinde etkili olup olmadığıdır. Bu eylem kadınların hamile kalma olasılığını hiçbir şekilde değiştirmez.
Adet dönemlerinde rahim ağzı normalden biraz daha açık konumda olur. Dolayısıyla mastürbasyon esnasında hijyen koşullarına çok daha fazla dikkat etmek gerekir.
Hijyene dikkat edilmesi durumunda adet dönemlerinde mastürbasyonun herhangi bir zararı olmaz. Ancak hijyen koşullarına uyulmaması durumunda bakteri ve mikropların kolaylıkla rahim ağzından rahme ulaşabileceğini de belirtmek gerekiyor. Bu nedenle enfeksiyon gibi çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir.
Op. Dr. Barış KorkmazKadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
