Gebelikte tiroid rahatsızlığı çok yaygın yaşanan bir sorun değildir. Toplumda görülme sıklığı %2 dolaylarındadır. Ancak mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu belirtelim. Tiroid bezi, boynun ön kısmında yer alır. Kelebek şeklinde bir organdır ve ağırlığı da yaklaşık olarak 20 gramdır.
Tiroid bezinin hayati bir öneme sahip olan hormonları salgıladığını belirtelim. Anne karnındaki bebeklerin beyin ve sinir sistemi gelişimi açısından tiroid tarafından salgılanan hormonlar önemlidir. Hamilelikte tiroidin nasıl teşhis edildiğine, kimlerin risk altında olduğuna değineceğiz. Ancak öncesinde temel tiroid rahatsızlıklarına göz atalım.
Sık görülen temel rahatsızlıklar şöyledir:
Yukarıda sıralanan her 3 hastalık da gebelikte tiroid rahatsızlıkları olarak karşımıza çıkabiliyor.
Elbette anne adayları gebelikte tiroid hastalıklarının nasıl teşhis edildiğini de merak ediyor. Tanı konabilmesi için anne adaylarının bazı testler yaptırması gerekir. TSH ve serbest T4 testleri de bu analizlerin başında geliyor. İlk olarak tarama testi serum TSH analizi gerçekleştirilir. Hamileliklerde normal TSH düzeyleri şöyledir:
Şayet değerler yukarıda sıralanan referans aralığında değilse serum serbest T4 düzeyinin ölçülmesi gerekiyor. Böylelikle hastaya tanı konması mümkün olabilir ve tedavi aşamasına geçilebilir. Elbette hastanın şikayetleri ve aile öyküsü gibi unsurların da doktor tarafından göz önünde bulundurulduğunu belirtelim.
Elbette gebelikte tiroid konusunda bazı risk faktörleri de bulunuyor. Kimlerin bu konuda risk altında olduğuna dair kısa bir liste aktarabiliriz:
Kimi zaman gebelikte tiroid rahatsızlıkları hiperitroidi şeklinde de kendini gösterebiliyor. Bu durumda aşağıdaki belirtiler ortaya çıkar:
Elbette hipotiroidi anne karnındaki bebekler için oldukça riskli bir durumdur. Çünkü bebeklerin nörolojik gelişimleri bu sorundan olumsuz yönde etkileniyor. Bununla birlikte anne karnındaki bebeklerin bilişsel ve entelektüel performanslarında da düşüklükler izlenebiliyor.
Hamileliğin olabildiğince erken dönemlerinde bu durumun saptanması son derece önemlidir. Bu sayede tedaviye de erken dönemde başlanabilir. Böylelikle anne karnındaki bebeğin söz konusu sorundan etkilenme olasılığı da minimum seviyeye çekilebilir.
Anne adayları, bu problemin gebeliğin geç döneminde fark edilmesi durumunda hamileliğin sonlandırılması gerektiğini düşünüyor. Böyle bir zorunluluk elbette yoktur. Geç dönemde tespit edilmesi halinde de tedaviye başlanabilir. Ancak bebeklerin sağlıklı bir şekilde gelişmesi noktasında da bazı sıkıntılar yaşanabileceğini göz ardı etmemek gerekiyor. Olası problemler hakkında doktorunuza danışabilir ve ne gibi sorunlar gelişeceği yönünde bilgi alabilirsiniz.
Bilindiği gibi tiroidit tiroid bezinin iltihaplanması durumudur. Kadınlarda doğum gerçekleştikten sonra meydana gelen tiroidit ise bu isimle adlandırılıyor. Tiroid besinin iltihaplanması, gebelikte tiroid sorunlarından biri de olabiliyor. Bu iltihaplanma, hem tirotoksikoza hem de hipotiroidiye sebebiyet verebilir. Postpartum tiroiditte çoğunlukla önce tirotoksikoz meydana geliyor ve hemen akabinde de hipotiroidi oluşuyor. Erken tanının bu durumda da son derece önemli olduğunu bir kez daha belirtmek gerekir.
Hamilelik döneminde şayet hafif düzeyde hipertiroidizm mevcutsa tedaviye gerek olmayabilir. Ancak dehidratasyon ve kusma şikayetlerinin giderilmesi amacıyla bir tedavi uygulanabilir. Eğer gebelikte tiroid tedavisine ihtiyaç duyulursa bu durumda tiroid hormonlarının üretimini önleyen ilaçlar devreye giriyor.
Antitiroid ilaçlarının genellikle gebeliğin ilk trimester döneminde kullanılmaya başlandığını söyleyebiliriz. Ancak daha geç tanı konması durumunda ilaç tedavisine daha geç dönemde başlanması da söz konusu olabilir.
İlaç tedavisinin başarılı olmadığı durumlarda ya da hastanın ilaca alerjisinin olması halinde tiroidin bir kısmının çıkarılması da gündeme gelebilir. Elbette hastaların yeterli iyot alımı gibi bazı hususlara da dikkat etmesi gerekiyor. Beslenme ve yaşam tarzında bazı değişimler yapılması, tedavinin başarılı olma olasılığını da yükseltecektir.
Öncelikle gebelikte tiroid durumunda farklı tedavi seçeneklerinin değerlendirilebileceğini belirtelim. Hipertiroidi durumunda ise aşağıdaki seçenekler doktor tarafından dikkate alınır ve hastaya en uygun tedavi seçeneği tercih edilir.
Antitiroid ilaçların kullanımı şeklinde uygulanan bir tedavidir. İlaçlar sayesinde tiroid bezlerinin hormon üretimi sınırlandırılır. Tedavi 9 ay ile 24 ay arasında değişen bir süre boyunca uygulanır. İlaç tedavisinin başarı oranının % 50 dolaylarında olduğunu söyleyebiliriz. Kimi zaman eklem ağrısı ya da karın bölgesinde ağrı gibi yan etkiler de ortaya çıkabiliyor. B-bloker ilaçlar da bir diğer seçenektir. Bu ilaçların hedefi hormon üretimini azaltmak değil, hormonun vücuttaki etkisini engellemektir.
Ameliyatta temel hedef ise tiroid bezinin çıkarılması yani vücuttan tahliye edilmesidir. Bu işlemin mutlaka deneyimli bir cerrah tarafından gerçekleştirilmesi gerekiyor. Operasyonun ardından kalıcı hipotiroidi gelişeceği için tiroid hormon takviyesi alımına da gereksinim duyulur.
Atom tedavisinde ağızdan radyoiyot alımı uygulanır. Radyoiyot tiroid hücrelerine ulaşır ve aşır aktif olan tiroid hücrelerini yok eder. Ancak gebelik döneminde ve emzirme sürecinde bu tedavinin uygulanamadığını belirtmek gerekiyor. Emzirme süreci sonrasında uygulanabilir. Bu tedavi sonrasında uzun vadede tiroid hormon takviyesine gereksinim doğabilir.
Elbette gebelikte tiroid hem anne hem de bebek için bazı risklere yol açıyor. Tiroid hormonunun bebeklerin beyin gelişimi bakımından son derece önemli olduğunu belirtmek gerekir. Bebeklerde doğuştan hiptiroidi olduğunda algısal ve mental bozukluklar gözlemleniyor.
Aynı zamanda nörolojik gelişim problemleri de ortaya çıkabiliyor. Tüm bunlar bebeklerin sağlıklı bir yaşam sürdürmelerini de sıkıntıya sokabilir. İşte bu nedenle risk altında olan anne adaylarının mutlaka gerekli testleri yaptırması gerekiyor. Doktorun öneri ve uyarılarının dikkate alınması da son derece önemlidir.
Sıklıkla merak edilen hususlardan biri de gebelikte tiroid fonksiyonları oluyor. Hamilelik döneminde tiroid bezlerinin fonksiyonlarında bazı değişimler olabilir ve bu durum gayet normaldir. Aynı zamanda tiroid bezlerinin boyutlarında da değişim meydana gelebileceğini belirtelim. Fakat bu değişimler bir hastalık olarak değerlendirilmelidir.