Fetüs halk arasında ‘cenin’ olarak da adlandırılıyor. Tıpta ise embriyo ile doğum arasında geçen sürede anne karnındaki bebekler bu isimle anılır. Bilindiği gibi gebelik yumurtanın döllenmesiyle başlar. Döllenmenin ardından önce zigot oluşur ve sonrasında da embriyo olarak adlandırılan bebek, hamileliğin 9. haftasından sonra da bu şekilde isimlendirilir.
Bu dönemde anne karnındaki bebeğin uzunluğu sadece 2,5 cm iken uzunluk gebeliğin ilerleyen dönemlerinde artar. Aynı şekilde bebeğin ağırlığı da gebelik haftası ilerledikçe artmaya başlar. Bebeklerin anne karnındaki gelişimini anlayabilmek için bu tür tabirlerin ne anlam ifade ettiğini de bilmek gerekiyor. Fetüsün zigot ya da embriyodan farkını aktaracağız ve embriyonal dönemin ne anlama geldiğini de açıklayacağız. Ancak öncesinde bu gelişim sürecini daha yakından inceleyelim.
Elbette fetüs gelişimi gebelik süresi boyunca haftadan haftaya farklılık gösterir. Gebeliğin 9. haftası içerisinde bebeğin yüzü geniş görünür ve gözleri de başın yan taraflarındadır. Baş bölgesi vücuduna göre daha büyük olur ve bacakları da daha kısadır. 3 hafta sonrasında ise artık fetüsün kollarının uzama süreci tamamlanır. Bu dönemde idrar da oluşmaya başlar ve aynı zamanda daha önce karaciğerde olan kan yapımı işlevini dalak üstlenir. Çoğunlukla bu dönemde bebeklerin cinsiyeti de ayırt edilebilir. Ancak bunun için vajinal ultrason görüntülemesinin yapılması gerekir.
Hamileliğin 16 haftasında ise fetüs değişimi daha belirginleşmeye başlar. Bu dönemde bebeğin iskelet sistemi oluşmaya başlar ve hem kulakları hem de kafa derisinde saçlar oluşmaya başlar. Baş bölgesi ise vücut ile daha orantılı bir görünüm kazanır. Gebeliğin 20 haftasında bebeğin gelişiminde bir yavaşlama meydana gelir ve bu durum gayet normaldir. Anne adayları bu dönemden sonra bebeğin hareketlerini az da olsa hissedebilirler. Tıpta ‘lanugo’ olarak adlandırılan ilk vücut tüyleri oluşmaya başlar ve bebeğin vücudu artık yağ benzeri bir dokuyla kaplanır. Ayrıca bacakların uzama süreci de tamamlanır.
Artık 25. haftaya gelindiğinde bebek daha ağırdır ve derisi de saydam bir yapıya sahip olduğundan kan damarları görülebilir. Bebeğin cildi bir hayli buruşuk formdadır. Bebeklerde göz hareketleri hızlanır, tırnaklar oluşmaya başlar ve vücudundaki tüyler de belirginleşir. Bebeklerde solunum hareketleri başlar ve bu dönemde vücut ısısını kontrol edebilir duruma gelirler.
Ayrıca fetüs üzerinde kan yapımı görevi de kemik iliğine geçer. Hamileliğin 34. haftasında fetüste ışık refleksleri görülmeye başlanır ve cildi de buruşuk görünümden kurtulmuş şekildedir. 4 hafta sonrasında yani hamileliğin 38. haftasında bebekte kavrama refleksi gelişmiş olur. Bu dönemde bebeklerin vücudundaki yağlanmada da bir artış meydana gelir. Gebeliğin 40. ya da 41. haftasında ise doğum gerçekleşir. Tıpta doğumdan sonra fetüsün bebek olarak adlandırıldığını söyleyebiliriz.
Anne adayları fetüs üzerindeki gelişimleri ve değişimleri ay ay olarak da bilmek isteyebiliyor. Gebeliğin her ayında gelişim devam eder ve belirli bir dönemden sonra fetüsün gelişim sürecinde de bir hızlanma meydana gelir. Fetüsün evreleri aydan aya şu şekildedir:
Öncelikle gebeliğin ikinci ayından sonra embriyonun fetüs olarak adlandırıldığını belirtelim. Gebeliğin ilk aylarını da kapsayan dönemde bağ dokusu bile kıkırdak şeklindedir. Bebeklerde kemikleşme yani vücut kemik yapısının oluşmaya başlaması hamileliğin 4. ayında başlar. Hamileliğin ilk 2 – 3 haftası ise aslında teknik olarak hamile olunmadığı zamandır. Çünkü gebelik haftası son adet döneminin ilk gününden itibaren hesaplanır.
Bu dönemde fetüsün dış karakteristikleri oluşmuş durumdadır. Yüz, boyun ve uzuvlar belirgin haldedir. Aynı zamanda bebeklerin cinsel organları da oluşmaya başlar ve karaciğerde kırmızı kan hücrelerinin oluşum süreci de başlamış durumdadır.
Gebeliğin 4 ayı içerisinde ter bezleri, akciğer ve kaslar oluşmaya başlar. Bebeklerin kemik yapısı yani iskelet yapısı da bu dönemde gelişmeye başlamıştır.
Anne adayları hamileliğin 5. Ayı içerisindeki gelişimi de merak edebiliyor. Bu dönemde iç organlar gelişir ve bebeklerin doğum sonrasındaki iç organ yapısına son derece benzeyen bir form da kazanmış olur. Anne adayları fetüsün hareketlerini hafif düzeyde hissedebilir.
Bu iki ay içerisinde bebeklerin yaşama dönemine girdiklerini ve sinir sistemlerinin bile oluştuğunu söyleyebiliriz. Hatta sinir sistemleri işlevsel bir hal de kazanmış olur.
Bu dönemde bebeklerin vücutlarındaki yağ kütlesi artar. Aynı zamanda vücut fonksiyonları da bir hayli gelişmiş durumdadır ve bebek bu fonksiyonlar üzerinde kontrol kazanmıştır.
Bebek hızla doğum için hazır hale gelir ve tüm organ sistemleri de çalışır bir form kazanmıştır. Bu dönemde bebeğin doğumdan sonra yaşama hazır hale gelme süreci hızla tamamlanır.
Korunmasız cinsel ilişkiyle meydana gelen döllenme birkaç saat içerisinde tamamlanır. Döllenme ile birlikte 23 erkek ve 23 dişi kromozom bir araya gelerek zigot olarak adlandırılan ve tek hücreli olan embriyoyu oluşturur. Zigot rahimdeki fallop tüplerinden aşağı doğru iner ve rahim duvarına tutunur. Zigot döneminin bebeğin organlarının oluşumundaki ilk aşama olduğunu söyleyebiliriz.
Bu süreçte zigot olarak adlandırılan canlının 3. Haftanın ardından embriyo adını aldığını belirtelim. Anne karnındaki bebeklerin embriyo döneminde kalbi, sinir sistemi gibi yaşamsal açıdan son derece önemli olan sistem ve organları da oluşmaya başlar. Embriyo döneminin gebeliğin 8. haftasında bittiğini ve artık anne karnındaki bebek için fetal dönemin başladığını belirtebiliriz. Gebeliğin 9 haftasıyla birlikte embriyo fetüs olarak adlandırılır ve doğuma kadar bu şekilde anılır. Halk arasında ise bu kelime yerine ‘cenin’ gibi farklı isimler de kullanılabiliyor.
Embriyonal ya da embriyonik dönem olarak adlandırılan süreç döllenme ile başlar. Döllenmenin ardından oluşan zigot çift sarmallı DNA moleküllerini içerir ve canlının oluşmasını sağlar. Döllenme sonrası 8 haftalık dönem ise embriyonal dönem olarak adlandırılıyor. Bu dönemde majör organların henüz gelişmediğini belirtebiliriz. Ancak elbette organların gelişimi için uygun zemin bu dönemde hızla hazırlanmaya başlar. Burada önemli bir detayın altını çizmek gerekiyor. Bu 8 haftalık süreçte başlangıç noktası yani sıfır noktası anne adayının son adet tarihidir.
Başlangıcın genellikle fetüs öncesinde oluşan zigotun bölünmeye başladığı zaman olduğu düşünülür. Fertilizasyon yani zigotun oluşması anne adayının son adet tarihinden itibaren 2 hafta sonrasında meydana gelir. Gebeliğin 9. haftasıyla birlikte fetal dönem başlar ve fetal dönem olarak adlandırılan süreç ise doğuma kadar yani gebeliğin 40. ya da 41. haftasına kadar sürer.
Fertilizasyonun 6. ya da 7. gününde ise ceninin fallop tüplerindeki yolculuğu tamamlanır. Fallop tüplerinden aşağı doğru inerek bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişimini devam edebileceği rahimde tutunma gerçekleşir. Bu noktada plasenta oluşumu da merak edilebiliyor. Tutunma sonrasında hücrelerin bir bölümü bebeği, bir bölümü de halk arasında ‘bebeğin eşi’ olarak adlandırılan plasentayı oluşturuyor.