Bartholin kisti çok yaygın görülen bir rahatsızlık değildir. Vajina da yer alan ve bartholin adını taşıyan bezlerde iltihaplanma olması ile ortaya çıkan rahatsızlık her daim apse şeklinde görülmez. Kimi hastalarda kist oluşumuna da neden olabiliyor. Genellikle 20 ile 29 yaş arasında olan kadınlarda görülen bu hastalıkta sadece tek tarafta yer alan bezler etkilenebildiği gibi her iki bezde de rahatsızlık meydana gelebiliyor. Her 100 kadının sadece 2’sinde görüldüğü bilgisini de aktaralım.
Vajinanın sağ ve solunda yer alan bartholin bezlerinin görevi salgıladığı sıvı yardımı ile vajinanın cinsel ilişkiye hazır bir form kazanmasıdır. Vajina da kızlık zarının önünde yer alan bartholin bezleri kadınlarda ergenlik dönemine kadar pasif konumda kalır. Ergenlik döneminde ise aktifleşir ve sıvı salgılanması yoluyla cinsel ilişkide penisin penetrasyonunu kolaylaştırır. Çok fazla belirti göstermediği için bartholin kisti tanısı geç konabiliyor. Aynı zamanda % 30 tekrarlama riski bulunan bir rahatsızlık olduğunu da belirtmek gerekiyor.
Bartholin bezleri son derece ince yapıdaki kanallar aracılığı ile kızlık zarının ön kısmına doğru açılım gösterirler. Herhangi bir nedene bağlı olarak bu kanalların tıkanması durumunda bezlerin salgıladıkları sıvı vajinadan dışarı çıkamaz ve bu kanallarda birikmeye başlar.
Zamanla bartholin kisti oluşur. Ancak kist ile apse birbirinden çok farklıdır. Sıvının birikmesi nedeniyle oluşan kistlerde enfeksiyona bağlı olarak apse oluşabiliyor. Özellikle sıklıkla yaşanan ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar listesinde yer alan klamidya ya da neiseria gonore gibi mikroorganizmaların bu bezlerde apseye neden olduğu biliniyor.
Böyle bir durumda bartholin kisti belirtileri de değişiyor ve belirtiler hastalarda çok daha farklı şikayetlere yol açabiliyor. Kistin apse yapması için mutlaka cinsel yolla bulaşan mikroorganizmaların mevcudiyeti gerekmiyor. Bazı hastalarda bağırsak sisteminde bulunan bazı bakteriler de kist ya da apse oluşumunun nedeni haline gelebiliyor. Makat bölgesine taşınan bir mikroorganizma olan E. Coli de kistin ve apsenin en yaygın nedenleri arasında bulunuyor.
Bakterilerin yanı sıra vajina bölgesine uygulanan cerrahi operasyonların da söz konusu kanallarda tıkanmaya yol açabildiğini belirtebiliriz. Ameliyat kaynaklı olarak da bartholin kisti ya da apsesinin oluşumu gözlemlenebilir. Aynı zamanda farklı bir nedene bağlı olarak gelişen enfeksiyonun da kist ya da apse oluşumuna neden olabildiği biliniyor. Sonuç olarak bartholin bezlerinin çok sayıda farklı faktörden etkilenebildiğini söyleyebiliriz.
Şayet bartholin kisti küçükse ve aynı zamanda hastada herhangi bir şikayete neden olmuyorsa tedaviye gereksinim duyulmayabilir. Ancak kistin büyük olması ya da hastada çeşitli şikayetlere neden olması gibi durumlarda tedavi uygulanır ve tedavi de cerrahi müdahaledir.
Apse durumunda da yine cerrahi operasyona ihtiyaç duyulur. Apse vücutta kendi kendine boşalmaz ve boşalmaması durumunda da iyileşme olması mümkün değildir. Bu nedenle apsenin de boşaltılması için ameliyat yapılması gerekiyor. Ameliyat genel ya da lokal anestezi altında gerçekleştiriliyor. Operasyonun ardından çoğunlukla klinik istirahat gerekmiyor ve hasta aynı gün taburcu olarak evine gidebiliyor.
Travma, enfeksiyon ya da tahriş gibi unsurlara bağlı olarak bartholin kisti oluşabiliyor. Kistin oluşmasının nedeni salgı bezleri tarafından salgılanan sıvının vücuttan atılamıyor olmasıdır. Kanallarda meydana gelen tıkanmaya bağlı olarak söz konusu sıvı kanal içerisinde birikir ve sonuç olarak kist oluşumu medyana gelir. Apse ise enfeksiyona ve mikroorganizmalara bağlı olarak ortaya çıkan bir rahatsızlık oluyor.
Hastada sadece apse görülebileceği gibi sadece bartholin kisti de görülebiliyor ve kimi zaman her iki rahatsızlık aynı anda yaşanabiliyor. Elbette bu durumda semptomlar çok daha net ve şiddetli bir şekilde ortaya çıkıyor.
Vajinanın iki yanında bulunan kanallar aracılığı ile sıvı salgılayarak vajinayı cinsel ilişkiye hazırlamaktadır. Her iki kanal tıkanabildiği gibi tek kanal da tıkanabilmektedir. Bu tıkanmalar sonucu vajina etrafında şişlik görülür ve kısa ve kolay bir ameliyat ile işlem tamamlanır. Vajina etrafında kızarıklık, ağrı , şişme gibi belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden jinekolojik muayene için doktorunuzla görüşmelisiniz...
Ayrıca bartholin kisti tanısı konmasının kanser olduğunuz anlamına gelmediğini belirtelim. Bu bir kanser türü değildir. Kanserden tek bir durumda söz edilebilir, o da çok sık tekrarlaması halinde kansere dair bazı risklerin ortaya çıkmasıdır. Ancak böyle bir durum söz konusu olduğunda da bezlerin cerrahi operasyon ile tamamen alınması gibi önlem amaçlı tedaviler uygulanabiliyor.
Tıbbi açıdan bartholin kisti ya da apsesinin mevcut olması cinsel perhiz uygulanması ihtiyacını doğurmaz. Hastanın herhangi bir şikayetinin olmaması durumunda elbette cinsel ilişkiye girilebilir. Ancak bunun özellikle bartholin apsesinin mevcudiyeti durumunda pek mümkün olamadığını da gözlemlemekteyiz. Çünkü apse olması halinde hastalar cinsel ilişkide ciddi bir ağrı, yanma hissi, kramp ve batma hissi gibi şikayetlerde bulunabiliyor. Beraberinde cinsel ilişkiyle ilgili bir isteksizlik oluşuyor ve bu durum son derece normaldir.
Kist olması durumunda ise cinsel ilişki esnasında ağrı apseye nazaran biraz daha az olsa da kistin ebatları ağrının şiddetinde belirleyici olabiliyor. Büyük ebatlarda bartholin kisti olması halinde yine cinsel ilişkide ağrı yaşanıyor ve bu nedenle hastaların tedavi sonuna kadar cinsel ilişkiye girmek istememeleri gibi bir sonuç ortaya çıkabiliyor.
Tanı konan hastaların sorduğu ilk sorulardan biri de bartholin kisti patlar mı şeklinde oluyor. Tıbbi açıdan kistin asla patlamayacağını belirtmek doğru olmaz. Patlaması riski mevcuttur ancak çok görülen bir durum olmadığının da altını çizmek gerekiyor. Vajinaya bir cisim sokulması ve kiste baskı yapması gibi durumlarda patlama riski çok daha fazla olur. Bunun dışında kistin patlamasının son derece düşük bir ihtimal olduğunu belirtebiliriz. Zira tanı konduğunda zaten derhal gerekli tedavi protokolü de uygulanıyor.
Ayrıca bartholin kisti tanısının konması için mutlaka çok detaylı ve ileri tetkiklerin yapılmasına ihtiyaç duyulmuyor. Çoğu zaman sadece vajinal muayene ile hastaya tanı konabildiğini söyleyebiliriz. Bu noktada parça alınmasına ve patolojik incelemeye gönderilmesine ihtiyaç olup olmadığı da merak ediliyor. Patolojik inceleme sadece hastanın yaşının ilerlemiş olması ve beraberinde kansere dair doktorun bazı şüpheli bulgulara rastlaması durumunda istenir. Bunun dışında çoğu zaman patolojik incelemeye ve dolayısıyla parça alınmasına gereksinim olmaz.
Maalesef bartholin kisti erken dönemde tanı konabilen rahatsızlıklardan biri değildir. Ebatlarının küçük olması ya da sadece kist oluşumunun mevcudiyeti durumunda hastada herhangi bir şikayete yol açmıyor. Hastanın sorun yaşamaması nedeniyle doktora başvurulmuyor ve haliyle tanı konması da bir hayli geç dönemde oluyor. Bu rahatsızlık sadece ilerleyen dönemlerde ya da kistin ebatlarının belirli bir büyüklüğe erişmesi durumunda belirti gösteriyor. Yaygın şekilde görülen belirtilere şu örnekleri verebiliriz:
Herhangi bir nedenle bartholin kisti ya da apsesinin içinin boşalması halinde hastalarda tüm bu şikayetler çok kısa bir süre içerisinde kendiliğinden ortadan kalkıyor. Ancak kimi zaman semptomların hastaların günlük yaşam konforunu sekteye uğrattığını da söyleyebiliriz. Bu nedenle tedavi için zaman kaybetmeden kadın hastalıkları ve doğum doktorundan randevu talebinde bulunmalısınız.