Anti cmv igg sitomegalovirüs adı verilen bir virüs nedeniyle enfekte olan bireylerin belirlenmesinde kullanılan bir testtir. Herpes grubundan olan bu virüsün tespit edilmesi çok büyük bir önem taşıyor. Çünkü virüs bulaştığında vücutta çok uzun süre kalabiliyor ve dolayısıyla gebelik döneminde de virüs anne karnındaki bebeği etkileyebiliyor. Kısaca CMV olarak adlandırılan bu virüs vücutta uzun süre kaldıktan sonra gözyaşı, idrar gibi çeşitli sıvılar aracılığı ile hiçbir belirti göstermeden vücuttan atılıyor.
CMV virüsünün anne karnındaki bebeklerde kalıcı hasarlara yol açabildiğini belirtmek gerekir. Kimi zaman ataklara neden olan ve kimi zaman da vücutta sessizce hiçbir belirti göstermeden aktif bir şekilde kalmaya devam eden virüsün dünya genelinde oldukça yaygın görüldüğünü belirtebiliriz. Sitomegalovirüs vücuda bulaştıktan sonra vücudun savunma sistemi çeşitli antikorlar üretmeye başlar ve bu antikorlar da virüsü etkisiz hale getirmeye çalışır. Virüse karşı vücudun ilk 1 yıl içerisinde ürettiği antikorlar İGM tipi olurken 1 yıl sonrasında da iGG tipi antikorlar üretilmeye başlanır.
40 yaş üstü olan kişilerin büyük bölümü bu enfeksiyonu geçirmiş olur. Ayrıca sosyo ekonomik düzeyi düşük olan kişilerde virüsün daha yaygın bir şekilde görüldüğünü de söyleyebiliriz. Bu virüsün en çok etkilediği kişiler ise anne karnındaki bebekler ile immün sistemi çeşitli nedenlerle zayıflamış olan kişilerdir. Bu kişilerde anti cmv igg testi sonuçları çoğu zaman virüsün mevcudiyetini tespit ediyor. Özetleyecek olursak anti cmv igg nedir? sorusunun cevabı sitomegalovirüs adlı virüsün tespitinde kullanılan bir testtir diyebiliriz.
Rubella yani halk arasındaki adıyla kızamıkçık anti cmv igg konusunda merak edilen bir diğer rahatsızlıktır. Kızamıkçık genellikle çocuklarda görülüyor ancak gebelik döneminde de görüldüğünü belirtmek gerekiyor. Özellikle küçükken kızamıkçık geçirmemiş olan ve aynı zamanda aşı da yaptırmamış olan kişilerin gebelikte bu hastalığa yakalanma riskinin daha fazla olduğunu belirtelim.
Rubella rahatsızlığı gebeliğin ne kadar erken döneminde geçirilirse anne karnındaki bebeğe zarar verme olasılığı da o kadar az olur. Kızamıkçık cilt döküntüleri ile kendini belli eden ve yüksek vücut ateşine neden olan bir hastalıktır. Genellikle 3 gün süren bu hastalıkta döküntüler yüz bölgesinde başlar. Hastalığın diğer belirtileri ise şöyledir:
Belirtiler birkaç hafta boyunca devam edebilir. Çoğunlukla sadece cilt döküntüsü yoğun olur ve diğer belirtiler daha hafif seyreder. Gebeliğin özellikle ilerleyen dönemlerinde bu rahatsızlığın ortaya çıkması durumunda bebeklerde görme ve işitme problemleri, kalp sorunları, zeka geriliği ya da serebral palsi sorunları ortaya çıkabilir. Bu virüsün bebeklerde daha farklı anomalilere de yol açabileceğinin bilinmesi gerekiyor.
Doğumdan önce ya da sonra bebeklerde anti cmv igg tespit edilebiliyor. Doğumdan önce anne adayında bu virüsün mevcut olması durumunda doktorunuz tarafından amniyo sıvısından örnek alınarak incelenmesi tavsiye edilebilir. Amniyosentez virüsün kolaylıkla tespit edilmesini sağlıyor. Doğumdan sonra ise bebekten vücut sıvısı örnekleri alınarak gerekli analiz yapılabiliyor ve virüsün bulaşıp bulaşmadığının anlaşılması sağlanıyor. Bu arada doğum esnasında ya da emzirme nedeniyle anneden bebeğe virüs bulaştığında bebeklerde herhangi bir komplikasyon görülmüyor. Bu nedenle virüsten kaynaklı olarak vajinal doğumdan vazgeçilmesi zorunlu değildir.
Öncelikle CMV virüsünü bulaşıcı olması nedeniyle herkes için geçerli bir risk olduğunu belirtmek gerekiyor. Belirtiler ortaya çıktığında mutlaka anti cmv igg testinin yapılması gerekiyor. Belirtiler ise yüksek vücut ateşi, bezlerde şişkinlikler, eklemlerde ağrı, yorgunluk ve daimi bir bitkinlik hissidir. Bu belirtiler ortaya çıktığında özellikle gebelik döneminde mutlaka doktora başvurulması ve anti cmv igg testinin yapılması gerekiyor. Bu virüsün kişiden kişiye bulaştığını ve özellikle vücut sıvıları ile bulaşma riskinin çok daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Maalesef CMV enfeksiyonu çok az bulgu verir ve bu nedenle tanı konması da kimi zaman güç olabilir. Bu noktada anti cmv igg testinden faydalanılır. Enfeksiyon geçiren kişilerde vücut tarafından üretilen antikorlar ömür boyunca kalabiliyor. Antikorların yapılan bir test ile virüsün bulaşmasından 2 hafta sonra tespit edilebildiğini belirtebiliriz. Şayet anne adayında virüsün mevcut olduğu tespit edilirse bebeğin etkilenip etkilenmediğinin anlaşılabilmesi için amniyosentez yapılması gerekebilir. Aynı zamanda bebek dünyaya geldikten sonra idrar, kan ya da tükürük örneği alınarak incelenebilir ve virüs olup olmadığı tespit edilebilir.
Henüz anti cmv igg ile tespit edilen CMV virüsünün aşısı formüle edilemediğinden aşı ile önlem alınması ya da tedavinin yapılması da mümkün olmuyor. Aynı zamanda anne adayı ya da bebek için uygulanabilecek bir tedavi de bulunmuyor. Sadece vücudun immün sistemini destekleyen ve güçlendiren tedaviler uygulanabiliyor. Bu sayede anne karnındaki bebeklerin virüsten etkilenme olasılığı da minimum seviyeye çekilmeye çalışılır.
Gebelik döneminde anti cmv igg testinin istenmesi anne adaylarına endişe verebiliyor. Ancak CMV virüsünün tespit edilmesi için bu testin mutlaka yapılması gerekiyor. Testin yapılma nedenlerini ise şu şekilde sıralayabiliriz:
Yapılan anti cmv igg testinde normal değerlerin ne olduğu da merak edilebiliyor. Test sonucunun 4 AU/ml ve daha düşük olması negatif anlamına gelir. 4 AU/ml ila 5 AU/ml arasın sonuç sınırda kabul edilir. Sonucun 5 AU/ml ve üzerinde olması ise pozitiftir. Yani kişinin daha önce bu enfeksiyonu geçirdiğini gösterir.
Gebelik döneminde anti CMV İGG kendini çok net bir şekilde belli etmeyebilir ve asıl etkilenen anne karnındaki bebek olabilir. Enfeksiyon geçirilirken oldukça nadir bulgu veriyor olması enfeksiyonun tespit edilmesini de güçleştirebiliyor. Anneden anne karnındaki bebeğe virüsün geçme oranının % 30 ila % 50 dolaylarında olduğunu söyleyebiliriz. Enfekte olan bebekler incelendiğinde ise bu bebeklerin % 10 ila % 15’inde konjenital CMV enfeksiyonu gelişiyor. Konjenital CMV enfeksiyonunun doğumdan sonra bebeklerin % 0,5 ila % 2’sini etkilediği anlaşıldı. Anne adayları tekrarlayan enfeksiyonun bebeği ne oranda etkileyeceğini de merak edebiliyor. Bu oranın % 1 dolaylarında olduğunu söyleyebiliriz.
Kadınların özellikle gebelik döneminde anti cmv igg konusunda korunma amaçlı çeşitli önlemler alması mümkün olabiliyor. Alınabilecek önlemler arasında en önemli olanı hijyen koşullarına dikkat etmektir. Vücut sıvıları bu virüsün bulaşması için yeterli olabiliyor. Dolayısıyla çatal, kaşık, diş fırçası gibi eşyaların asla paylaşılmaması, ellerin sıklıkla yıkanması gibi çeşitli tedbirler alınabilir. Gebelik döneminde CMV virüsünün dışında daha farklı bakteri, mikrop ve virüslerden korunmak adına da temizliğe dikkat edilmesi çok önemlidir.
CMV virüsünün bulaşma yolları şöyledir: